Bendim ara sokaklar kaşifi ve kendimi bildim bileli sevemedim, aralarda olan hiçbir şeyi. -Sokaklar hariç elbette.-
Ağaçlar artık yasaktı ve kuş cıvıltıları eşliğinde bir yelkenli, yine yasak olan bir maviliğe sırlarını açıyordu. -sevişircesine.-
Gözümün önünde o, boyaları kavlamış kırmızı bir pencere, hatalarıma ve Ankara serinliğine açılıyordu. -bir şubat içerisinde.-
Serinlik, içine biraz da Selinlik katmış olan bir rüzgardandı; dillendirilmiş bir öfke ve henüz dile getirilmemiş bir özlem esiyordu,
Ağaçların yasaklı köklerini yerinden koparırcasına esiyordu hem de...
İrili ufaklı izdihamlar yaşanırken hatıralarımda, bırakıp gideydim rüzgara hatalarımı...
Belki yelkenli de yasaklanmamış olsaydı, nasıl olsa rüzgara emanetim deyip büsbütün bir beni sırtlanırdı.
Ben nasıl öğreneceğim pencereleri boyamayı? Mesela unutmayı, duymamayı ve artık delice bir sel'in olmamayı?
İçinden çıkamadığım duyguları kabullenip sevgiyle, her bir hissimi sarıp sarmalamayı; bir de alışmayı...
Bitmemiş yapılara yerleşen insanların çığlıkları kulaklarımda, burnuma doluyor ceset kokuları. -önüne geçemiyorum.-
Çocuk dediğin salıncakta sallanmalı!
Baba dediğin evine dönmeli her akşamın aynı saatlerinde aşağı yukarı, anne dediğin de yemekler hazırlamalı.
Yeniden kurulacak mı o salıncaklar ve yeniden görebilecek miyiz yüzleri gülen çocukları?
(Tütünsüz duramazdı Kadir bey, çabuk alın üzerinden o beton yığınını!)
Bendim ara sokaklar kaşifi ve kendimi bildim bileli sevemedim, aralarda olan hiçbir şeyi. -Sokaklar hariç elbette.-
Bir yasaklı yelkenli götürsün beni gönlümün olduğu yerden gölün izinde.
Susuzluk gibi bir şey, üşüyor gibi, donuyor olmak kadar fena, çocuğunu kaybetmiş olmak kadar feci!
İrili ufaklı izdihamlar yaşanırken hatıralarımda, bırakıp gideydim rüzgara dualarımı... Demek yenecek lokmam çekecek çilem varmış ömrümde.
Hepimiz kadar delirdim, hepimizden fazla belki de, çünkü her insanın duruşu ve etkilenme seviyesi farklıdır olay aynı olsa bile...
Ve bence sıra sizde...
-bence sıra sizde.-
Selin'S
Yorumlar
Yorum Gönder