Siyah beyaz fotoğrafına baktığımda annemin
Kırmızı elbisesinden, ela gözlerine kadar görürdüm.
Siyah beyaz ekranlarda izlenirdi rengarenk yılbaşı programları
Ve ben her gece düşümde mavilere bürünürdüm.
Simsiyah hayatı masmavi yansıtıp, beyaz beyaz köpürürdüm...
Işıklı ayakkabılarımızın topuklarına vura vura yürürken
Aydınlatmak istediğimiz şey, hayallerimiz miydi acaba?
Dinlediğimiz o müzikler hala eskimedi, biz eksilirken
Hala dinlenmeye devam ediyor, istem dışı yer edinerek her dudakta,
Eskide kalsak, hayat bu kadar dizilmezdi kursağımıza...
Kırılgan görünümlerinin ardında güçlü duran bahar çiçekleri,
Ne de güzel taçlar olurdunuz minik başıma, ailece gidilen pikniklerde
Belki de sizden öğrendim, olmadığım kadar güçlü gorünmeyi
Ancak güç pek revaçta da değil hani şimdilerde...
Baharlar daha taze, daha bir güzel kokuyordu sanki eskilerde...
Evvel zaman içinde, saman içinde bir kalbur oldum,
Kalabalığa karışıp defalarca kaybedip kendimi, sıradanlıkta
Sıradan bir kurban sandığım beni kaçıncı kez yeniden buldum.
Ön bahçeler hep bakımlıydı, bense saklanırdım arkalarda,
Kendimi sobeleyip, yalnızlıkla barışıp, kucak açtım yalnızlığa...
Sonra bir manolyadan bir fısıltı duydum:
Ön bahçeler düzgün olsa da, mutluyum ben bu dağınıklıkta.
Sonra sustum.
Konuşarak yıpratamazdım,
Saç ve ses tellerim
Bilhassa lazımdı bana.
Selin'S
Yorumlar
Yorum Gönder