Ben kendi adıma bir "Umay" ekledim,
Sen belki tanımış olsan beni, o içindeki sese "Selin" derdin. Hâlâ yazıp yazmadığını soran o... Birkaç şehirde sadece seninle adımları aynı toprağın üstüne denk gelirse diye basmış, aynı toprağı hissedince tamamlanmış ve genel hatlarıyla şu hadsiz hayatın içinde yarım kalmış bir iç sesin var, bil istedim.
Hâlâ güneş var. Hâlâ, Kasım'da... Hiç kimse çağırmadı mı seni içinin sıcaklığına? Tek bir sözün bile ilham ve söz veriyorum -ben bir Bukowski değilim- ben ilham perileriyle oynayamam.
Bir ilkbahar çağrışımlı klasik müzik eşliğinde, yüzüme vuran güneş sanıyorum ki yürüme mesafesinde, bir görünüp bir kaybolurken ve içtiğim sigaranın kazara işaret parmağıma düşen külü yüzünden deli gibi canım yanıyorken, aklımdaki tek şey bir kelimen: "Çağırmadılar ki..."
Çağırmadılar ama biz bile bile durmuş olabilir miyiz istenmediğimiz yerlerde?
Çağırmadılar evet, ama koşa koşa gitmiş miyizdir imkansızdaki bilinmezliğe?
Çağrıldığımız yerde huzuru bulamayıp, dörtnala bir huzursuzluğa yelken açmışızdır belki de, her yaşımızda her günümüzde...
Bazı insanlar istenmez.
Doğuştan istenmez.
"Çağırmadılar ki..."
Tek bir kelime ve tek bir bağlaçla içimin en derinlerine dokundun yine...
Umay Selin
Yorumlar
Yorum Gönder