Duru olmak istedim. Sildim makyajımı, ojelerimi sildim. Pişmanlıklarımı ve beklentilerimi sildim. Dupduru baktım aynaya ve durulur muyum diye düşündüm. Sonra saçma bir anı geldi aklıma. Babam demişti "Ben isimlerin karakter üzerinde bu kadar etkili olduğunu bilsem kızımın adını Selin koymazdım; zapt edilemeyen nehir demekmiş ve asla zapt edemedim." Biliyor musun baba, kendimi ben de zapt edemedim. Olmadı. Olamadım. İç Anadolu'da zapt bitmiş. Çünkü insanlar diğer insanları düşünceleri altına almak için zaptları tüketmiş. Ancak çok saçma yine, sen beni her koşulda severdin. Sanırım koşullar bitmiş yeryüzünde. Sanki başka bir isim kalmamış mıydı dünya üstünde?
Duru olmak istedim. Sen denen bilinmezlikle arkadaş olmak. Çünkü o zaman yanyana zaman geçirince sıkılmazsın, içini bana açarsın, düşmanın saymazsın arkadaş olursak. Çünkü bunaldım sıkılmandan, gizlenmenden ve düşman sanılmaktan. Ve biliyor musun, pişman sayılmam. Duru olmayı engellese de pişmanlıklarım, parmakla tek tek sayamam. Unutamam da.
İnan bana saatler süren derslerden çıkıp, reçel alıp eve gidince benimsediğim tek şey reçel oluyor. Dersler değil, saatler değil, ev değil... Ah bir de kediler. Selam veriyorlar bana miyavlar gibi.
-Bon nuit!
-Size de iyi geceler...
-As-tu encore de mauvais rêves?
-Hayır artık rüyamda onu görmeden uyuyorum.
Bol güneşli geceler diliyorum...
Umay Selin
Yorumlar
Yorum Gönder