Ana içeriğe atla
Hacmi de yoktu pek, bir Selin'in dünya üzerinde... Bir yere sığdıramadınız.

Endişeli voltalar atıyordu, bir ileri iki geriye... Bir yere oturtamadınız.

İçi şişti, vaatlerle şişti, içine dizilen nefeslerden patladı içi... Bir dikiş tutturamadınız!

Kolay ve basit mutlu olurdu, bilirdiniz de, hiç saf sevinç yaşatmamak için hep zora kaçtınız...

Siz bayım, söylemiş miydim? Tam bir korkaksınız! Önemi olmayan her şeyi elinizin üstünde tutup, benim elimi boş bıraktınız. Hislerimi başı-boş. Evet kafası-dolu olan da bendim, ancak aynı şey değil. (Yok; değil.) Hep yanlış anladınız.

Avuçlarımın içlerini inceliyorum. Kırmızı benekler belirmeye başlamış nefessizlik ile senkronize uyuşan sol kolumun üzerinde... Cehennem ateşi gibi diyorum. Ateşe tutuyormuşum gibi ellerimi... Ateşe atıyormuşum sanki hayallerimi....

Hacmi de yoktu aslında pek, hayallerimin, Dünya üzerinde. Bir yaşatmadınız!

Zorla alınmış bir emanet olabilir mi? Şimdi sorarım size, emanet denen şey gönüllü verilmez mi? (Ben ömrümü zorla vermemiştim ki, emanete hıyanet edildi.) Bir emanet diyorum, ellerimdeki...

Senaryolar izliyorum...
Beynimden mi, midemden mi, kalbimden mi sonlanmalı?

Beynim, diyorum... Senelerce emek verdim. Dağılmamalı. Midesizce bir hayat yaşamadım. O da dursun. Kalbimi zaten gelen geçen parçaladı, son tekmesi benden olsun...

İzlediğim en bohem filmdi hayatlarınız. Bir sıkılmadınız.

Sevgili kurşun kardeşler, siz çoktan sıkıldınız.

Sevgili insan kardeşler, siz bu hayatı bana çekilmez kıldınız.

Sevgili aşık kardeşler, hep gösterişti tavırlarınız.

Allah belanızı versin.
Esen kalınız.

Selin'S

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÜLLERİ YAKAN DİYALOGLAR

Selin: Ben, Şiirlere ve yazılara isim bulmakta usta olan ben, Hissettiğim şeye bir ad bulamamakla birlikte, hissediyorum. Hislerim hala yaşıyormuş. Hadi kutlayalım bunu, bu gece ölmeyen hislere içiyorum. Ve aynı şarkıyı, aynı kişi için defalarca kez üst üste dinliyorum. Umut: Aynı şeyi aynı kişi için her gece hissetmekten farkı ne ki? Aynı insana yazmıyor muyuz ömrümüz boyu tüm şiirleri? Selin: Hissettiğin an, içinde yaşıyorsun bir şeyleri. Kaldı ki bence öylesi daha iyi, bazı şeyler bilinmemeli. Umut: Tavandaki karolari saymaktan gözlerim bozuldu. Biraz da sesim kısık şarkı söylemekten bağıra bağıra. Görüyorum... Selin: Göremiyorum. Ne alfabedeki harfleri, ne yazdığım şiiri... Ne hislerimi ne bir gün sonrasını… Boğuluyorum. Umut:  Bak, şimdi karanlık ama yine doğacak güneş. Biz dursak da dönüyor dünya, biliyorum. Yıka yüzünü okyanuslarla, dağlara tutun, taşları sevmiyorum. Kalk hadi. Selin: Okyanus güneşin yakıcı sıcağına da...

Artık Sevmiyorum Ba(ş)lıkları

Çocukken alıştığımız gibi devam ediyordu hayatım, Çünkü biz sesi bile çıkmayan bebekleri uyutmaya çalışıyorduk küçücük dizlerimizde... Olmayan sobalara kesilmemiş ağaçlar atıp yanmasını izliyorduk, Hatta benim bir battaniyem vardı, turuncu, yarım, yaprak desenleri üzerinde Ben onu çırpamazdım, üzerinden yapraklar dökülmesin diye... Bir şeyler yine sahteydi çocukluğumda ama mutluydum... Olmayan aşkına tutunup, olmayan bir adamı seviyorum şimdilerde. Bazı şeyler kadar sahte olan bu durumda şimdi neden mutlu olamıyorum? Beş yıl kalmıştı otuz yaşıma, Nereden bakıldığına bağlı olarak çok genç ve çok yaşlıyım... Elimde dolunay çizelgesiyle geçişini izlerken ayların Aylar kendine yuva edinir kaplumbağa kabuklarını bayım Çığlardır parlayan gökyüzünde, Yıldızlar soğuktur aslında, Bir başka gezegende bile siz varsanız hayat vardır Ben yine kelimeleri yanarken soğuktan donan bir şehirde Sizin verdiğiniz nefesleri almaktayım... Üç defa da öldüm üstelik, gerçek birer ölümdü h...

İyiliğimde

       Yıkanmış gri beton merdiven kokusunu içime çekerek, soyulmuş duvarlarını izlediğim apartmanı kat be kat aşıp, anlamaya çalışıyorum. Yıpranmışlığı kadar yıkanmış, sorduğu kadar soyulmuş boyaları. Yüzümün akmış rimelleri ve ağladıkça artan gözyaşı kokusuyla; ben bir apartman mıyım? Her katımda farklı hayatlar, derinlerimde huzursuz fareler ve kaçık solucanlar ile ben de böyle sıkıcı mıyım? Yeni yıkanmış bir merdiven kokusu kadar yanıltıcı hayatım.      İyiyim. Hiç içmemiş olana, rakı kokusu kadar iyi. Kalbimi şöyle bir söküp, helallik aldıktan sonra bitirecek kadar iyi... Üzerimden bir motor geçmiş de "Bu da mı gol değil?" demiş olacak kadar iyi... Hâlâ sevgisizce yaşarcasına öylece... Sarı bir şiirde sadece "öylesine" kelimesine aşık olacak kadar iyiyim ve olmak istemeyecek kadar. Henüz hayata geçememiş planlar kadar, yanlış alınmış kararlar, yanlış anılmış şairler gibi, bundan sonraki yaşanacak yıllarda yanıp, hiç sönmeyecekmişçesine iyiyim. Teş...