Ana içeriğe atla

Sise Teslim



Senin gözlerin yener sandım, en sevdiğin mavileri... Ama siyah, maviye yenildi bugün. Sis çöktü, kendi evinde misafir hâline getirdi tüm şehri. Sisin içinde, sise ağladım. O sessizliğin içinde sesli... Gözlerimin buğusundan önümü görememe fikri geldi geçti. Güldüm geçtim. Zaten göremezdim ki... Sise ağladım. Tutkusuz olduğun için sana, koskoca bir şehir dolusu sis adadım.
Yetmişlerden  kalma bir müzik eşliğinde ve henüz yetmemiş olan bir sabrın gölgesinde, minik bir aşk yetiştirmeye başladım. Zaman aldı yeşermesi, biraz büyütüp çöpe attım. Seninle alakalı olan hiçbir şey eskimesin  istiyorum. Yine bir satırı bir aşktan söküp, saçlarına bağlıyorum...
Kediler gibi yazmak lazım bazen ciddi şeyleri, ciddiye almayarak... Kediler gibi söylemek lazım şarkıları mırıldanarak... Gözlerin ruhumun huzuru diyorum yokluğunda göz bebeklerine bakarak. Hayır! Gözlerin ruhumun simsiyahlığı. Daralıyor ruhum. Daralıyorum... Öyle ki, birden bire büyümüşüm ve üstüme hiçbir şey olmuyormuş gibi hissediyorum.
Üstüne üstlük
Üstüne aşık olma fikrine bile inanmıyorum.
Mevsimler geçiyor bu arada, senle ve sensiz geçiyorlar. Mevsim geçişleri duygu yoğunluğumla beslenip, üzerine bir de tatlı niyetine, dökülen saç tellerime sulanıyorlar. Perdelerim, dışarıyla bağlantımı koparmama yetmiyor. Mevsimler diyorum... Geçiyorlar.
Sise ağlıyorum.
Üstüne üstlük
Sisi anlıyorum.

Selin'S


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÜLLERİ YAKAN DİYALOGLAR

Selin: Ben, Şiirlere ve yazılara isim bulmakta usta olan ben, Hissettiğim şeye bir ad bulamamakla birlikte, hissediyorum. Hislerim hala yaşıyormuş. Hadi kutlayalım bunu, bu gece ölmeyen hislere içiyorum. Ve aynı şarkıyı, aynı kişi için defalarca kez üst üste dinliyorum. Umut: Aynı şeyi aynı kişi için her gece hissetmekten farkı ne ki? Aynı insana yazmıyor muyuz ömrümüz boyu tüm şiirleri? Selin: Hissettiğin an, içinde yaşıyorsun bir şeyleri. Kaldı ki bence öylesi daha iyi, bazı şeyler bilinmemeli. Umut: Tavandaki karolari saymaktan gözlerim bozuldu. Biraz da sesim kısık şarkı söylemekten bağıra bağıra. Görüyorum... Selin: Göremiyorum. Ne alfabedeki harfleri, ne yazdığım şiiri... Ne hislerimi ne bir gün sonrasını… Boğuluyorum. Umut:  Bak, şimdi karanlık ama yine doğacak güneş. Biz dursak da dönüyor dünya, biliyorum. Yıka yüzünü okyanuslarla, dağlara tutun, taşları sevmiyorum. Kalk hadi. Selin: Okyanus güneşin yakıcı sıcağına da...

Artık Sevmiyorum Ba(ş)lıkları

Çocukken alıştığımız gibi devam ediyordu hayatım, Çünkü biz sesi bile çıkmayan bebekleri uyutmaya çalışıyorduk küçücük dizlerimizde... Olmayan sobalara kesilmemiş ağaçlar atıp yanmasını izliyorduk, Hatta benim bir battaniyem vardı, turuncu, yarım, yaprak desenleri üzerinde Ben onu çırpamazdım, üzerinden yapraklar dökülmesin diye... Bir şeyler yine sahteydi çocukluğumda ama mutluydum... Olmayan aşkına tutunup, olmayan bir adamı seviyorum şimdilerde. Bazı şeyler kadar sahte olan bu durumda şimdi neden mutlu olamıyorum? Beş yıl kalmıştı otuz yaşıma, Nereden bakıldığına bağlı olarak çok genç ve çok yaşlıyım... Elimde dolunay çizelgesiyle geçişini izlerken ayların Aylar kendine yuva edinir kaplumbağa kabuklarını bayım Çığlardır parlayan gökyüzünde, Yıldızlar soğuktur aslında, Bir başka gezegende bile siz varsanız hayat vardır Ben yine kelimeleri yanarken soğuktan donan bir şehirde Sizin verdiğiniz nefesleri almaktayım... Üç defa da öldüm üstelik, gerçek birer ölümdü h...

İyiliğimde

       Yıkanmış gri beton merdiven kokusunu içime çekerek, soyulmuş duvarlarını izlediğim apartmanı kat be kat aşıp, anlamaya çalışıyorum. Yıpranmışlığı kadar yıkanmış, sorduğu kadar soyulmuş boyaları. Yüzümün akmış rimelleri ve ağladıkça artan gözyaşı kokusuyla; ben bir apartman mıyım? Her katımda farklı hayatlar, derinlerimde huzursuz fareler ve kaçık solucanlar ile ben de böyle sıkıcı mıyım? Yeni yıkanmış bir merdiven kokusu kadar yanıltıcı hayatım.      İyiyim. Hiç içmemiş olana, rakı kokusu kadar iyi. Kalbimi şöyle bir söküp, helallik aldıktan sonra bitirecek kadar iyi... Üzerimden bir motor geçmiş de "Bu da mı gol değil?" demiş olacak kadar iyi... Hâlâ sevgisizce yaşarcasına öylece... Sarı bir şiirde sadece "öylesine" kelimesine aşık olacak kadar iyiyim ve olmak istemeyecek kadar. Henüz hayata geçememiş planlar kadar, yanlış alınmış kararlar, yanlış anılmış şairler gibi, bundan sonraki yaşanacak yıllarda yanıp, hiç sönmeyecekmişçesine iyiyim. Teş...