Ana içeriğe atla

Yapamayacaklarım Listesinde Aşk

Sana çocukluğunu tekrar yaşatamam sevgilim,
Tamir edemem bacakları kırılan oyuncaklarını
Tek tek dövemem seni aralarına almayan bütün çocukları...
Uyumadan önce çitten atlayan koyunların yerine,
Göğüs kafesinden çıkan güvercinlerin kanat çırpışını
Bilemem..
Sana çocukluğunu geri veremem.

Sana benden önceki aşkının acısını sildiremem
Ne aldatılmanı, ne kalbine batan dikensi lafları
Ne kırılan hayallerini
Ne de ayaklarına batan hayal kırığı parçalarını telafi edemem.
Elbet benden çıkacaktı acısı,
Hayat bir nevi geçmişe dönük ileriye kapalı
Zararlı bir bakış açısı...
Senin baktığın yerden ben göremem.
Benden önceki aşkının acısını sana sildiremem...

Gözlerine artık gözlerimi dikemem
Belki de bir kese kağıdı geçirmeliyim yüzüme,
'Yüzünü görmek istemem' dönüp dururken beynimde,
İfadesiz bir maske niyetine...
Çok acıyorum
İçimi açıp da sana gösteremem yaralarımı.
Çok acıyorum,
Sana diyemem...

Belki söküp yeniden dikmem zor yalanlarını...
Ben dikiş dikmeyi de bilmem öyle
Bilsem önce kendi söküğümü dikerdim
Aldatılmak görüyorum bir gece
Bir başka gecede yine...
Rüyalarımdan sökülüyorum
Rüyalarımdan vuruluyorum
Sözlerinle...
Belki yamamak daha zor inkârlarını...

Ben sana hayallerini geri veremem
Üstelik hissettiremem Jehanla aynı şehirde nefes alıyormuş gibi
Mutlu olmanı...
Belki telafi edemem otuza yakın yılını
Ama sevgili,
Görünmez bir hediye paketiyle sunarım sana
Otuz sene sonranı...

Selin'S


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÜLLERİ YAKAN DİYALOGLAR

Selin: Ben, Şiirlere ve yazılara isim bulmakta usta olan ben, Hissettiğim şeye bir ad bulamamakla birlikte, hissediyorum. Hislerim hala yaşıyormuş. Hadi kutlayalım bunu, bu gece ölmeyen hislere içiyorum. Ve aynı şarkıyı, aynı kişi için defalarca kez üst üste dinliyorum. Umut: Aynı şeyi aynı kişi için her gece hissetmekten farkı ne ki? Aynı insana yazmıyor muyuz ömrümüz boyu tüm şiirleri? Selin: Hissettiğin an, içinde yaşıyorsun bir şeyleri. Kaldı ki bence öylesi daha iyi, bazı şeyler bilinmemeli. Umut: Tavandaki karolari saymaktan gözlerim bozuldu. Biraz da sesim kısık şarkı söylemekten bağıra bağıra. Görüyorum... Selin: Göremiyorum. Ne alfabedeki harfleri, ne yazdığım şiiri... Ne hislerimi ne bir gün sonrasını… Boğuluyorum. Umut:  Bak, şimdi karanlık ama yine doğacak güneş. Biz dursak da dönüyor dünya, biliyorum. Yıka yüzünü okyanuslarla, dağlara tutun, taşları sevmiyorum. Kalk hadi. Selin: Okyanus güneşin yakıcı sıcağına da...

Artık Sevmiyorum Ba(ş)lıkları

Çocukken alıştığımız gibi devam ediyordu hayatım, Çünkü biz sesi bile çıkmayan bebekleri uyutmaya çalışıyorduk küçücük dizlerimizde... Olmayan sobalara kesilmemiş ağaçlar atıp yanmasını izliyorduk, Hatta benim bir battaniyem vardı, turuncu, yarım, yaprak desenleri üzerinde Ben onu çırpamazdım, üzerinden yapraklar dökülmesin diye... Bir şeyler yine sahteydi çocukluğumda ama mutluydum... Olmayan aşkına tutunup, olmayan bir adamı seviyorum şimdilerde. Bazı şeyler kadar sahte olan bu durumda şimdi neden mutlu olamıyorum? Beş yıl kalmıştı otuz yaşıma, Nereden bakıldığına bağlı olarak çok genç ve çok yaşlıyım... Elimde dolunay çizelgesiyle geçişini izlerken ayların Aylar kendine yuva edinir kaplumbağa kabuklarını bayım Çığlardır parlayan gökyüzünde, Yıldızlar soğuktur aslında, Bir başka gezegende bile siz varsanız hayat vardır Ben yine kelimeleri yanarken soğuktan donan bir şehirde Sizin verdiğiniz nefesleri almaktayım... Üç defa da öldüm üstelik, gerçek birer ölümdü h...

İyiliğimde

       Yıkanmış gri beton merdiven kokusunu içime çekerek, soyulmuş duvarlarını izlediğim apartmanı kat be kat aşıp, anlamaya çalışıyorum. Yıpranmışlığı kadar yıkanmış, sorduğu kadar soyulmuş boyaları. Yüzümün akmış rimelleri ve ağladıkça artan gözyaşı kokusuyla; ben bir apartman mıyım? Her katımda farklı hayatlar, derinlerimde huzursuz fareler ve kaçık solucanlar ile ben de böyle sıkıcı mıyım? Yeni yıkanmış bir merdiven kokusu kadar yanıltıcı hayatım.      İyiyim. Hiç içmemiş olana, rakı kokusu kadar iyi. Kalbimi şöyle bir söküp, helallik aldıktan sonra bitirecek kadar iyi... Üzerimden bir motor geçmiş de "Bu da mı gol değil?" demiş olacak kadar iyi... Hâlâ sevgisizce yaşarcasına öylece... Sarı bir şiirde sadece "öylesine" kelimesine aşık olacak kadar iyiyim ve olmak istemeyecek kadar. Henüz hayata geçememiş planlar kadar, yanlış alınmış kararlar, yanlış anılmış şairler gibi, bundan sonraki yaşanacak yıllarda yanıp, hiç sönmeyecekmişçesine iyiyim. Teş...