Sendeleyerek yaşadım ve sedyelerde taşınıyor şimdi bütün hayal kırıklıklarım.
Hiçbir şey olamadım hem de, üstelik neredeyse otuz yaşımdayım…
Kim varsa konuştuğum babamı anlattım… Baba…
Eşittir bir çift yeşil göz, en büyük sevdam, en kötü kâbuslarım
-ölmesiyle biten-
Ve soyuluyor şimdi bütün kabuk tutmuş yaralarım
-kâbuslarıma giren-
Şunu da belirtmem lazım: aranızda yaşamaya alışamadım.
İçimdeki yalnız sağ kalsın…
Mavi gök orada mı diye bir bakıyorum,
Kararmış içimin küfürler hak eden yaşlı kartalı gibi…
Dolunay orada mı diye bir bakıyorum,
Dolmuş öfkesinden, tersini iddia eden müvekkil misali…
Mavi mürekkebim var mı hala? Bulamıyorum.
Çürüyorum, eşini kaybetmiş bir kuğu gibi…
İçimdeki ölü taze kalsın.
‘Demek siz de taze ölülerdensiniz.’
Henüz yaşarken ölmüş görünenlerden…
Demek siz de, gözyaşını yerlere dökenlerdensiniz
Bir kimsenin acısı olduğunda teselli etmek yerine, acıyı deşenlerden…
Demek siz de beş para etmez bir yığın gibi gömüleceksiniz…
Hepimiz efendim! Keza ben de öyle!...
Demek sizin de yapmacık, tüm gülüşleriniz,
Evet ben de öyle hissediyorum, evet, tam da öyle.
İçimdeki ‘-di’li geçmiş uzak zamansın.
Bu şiiri okusun gözbebekleriniz,
‘Bilmem ki kimdir bu, sırtımda hiç durmadan konuşan?
Sevgiden, barıştan bahsederken, ölümü imliyor hep bir yandan.
Derken, ansızın birileri geçiyor sokaktan…
“Efendim” diyorum, “geçip gitmeyin, okşayıverin başını şu köpeğin!”
Ama ben hem erinç hem eza duyarım sevenlere bakmaktan…
Bana gelince…
Ben hiç sahiden yaşamamışım gibi,
Yaşarken kimselere veremedim biriktirdiğim sevinçleri.
Belki de birilerinin düşüydüm…
Yıllardır bekleye bekleye gelmeyenleri,
En sonunda düştüm.
İyi görünüyor muyum? Evet, oldukça iyi görünüyorum.
Güneş gibi sıcacık gülümsüyorum…
Bilmem kaç kişinin omuzlarında ben, öylece gidiyorum…
Karalar giyinmiş bir kalabalık görüyorum;
Yüzlerinde erinçli bir matem
Bu erinç, ölen kendileri değil diye sanıyorum.
Bir yandan da yürekleri paralayan bir ezgi duyuyorum:
Para ram pam pam, para ram pam pam, para ram pam pam,
İşte, nihayet götürüyorlardı ölümü ve ölümü böylece…
Fısıldamalar:
“Gene de çok yanaşmamak lazım elbette.”
“Tabii tabii bulaşabilir ölüm, neticede…”
Sağıma soluma bakıyorum yatırıldığım yerde;
Bir kent gömütlüğündeyiz herhalde
Sağımda, bir Prometheus statüsü:
Zaman, eza ve pişmanlık dolu bir anlatım vermiş yüzüne…’
Geberiyor olsanız bile,
İyi görünmeniz dileğiyle…
Selestia
Yorumlar
Yorum Gönder