Ana içeriğe atla

Üçüncü Tekil Ben

Çocukça değil yaşlandırılmış bir acıydı bu defa,
Kendisini üçüncü tekil gibi uzaktan izleyen kızın çektiği
Ve kırmızı bir ışık bekliyordu o koyu karanlıkta
Tutkuya dair şeylerin özlemini çekiyordu ne varsa yitirdiği...
Mor salkımlar aşkı çağrıştırıyordu henüz dallarında
Pekmez görünce düşünüyordu bir üzümün çektiği çileyi
Şarap görünce rahatlıyordu, bitsem de yeniden başlayabilirim diye
Oysa, kalbine dahili koymazdı bir yudumcuk içkiyi..

Çocukça değil olgunca bir acıydı bu
Bu kez ağlamıyordu.
Konuşmuyordu.
-Acıtma beni-
Kan kusuyordu, kanlar... Avuçlar dolusu.
Bu kez susuyordu.
Kendisini üçüncü bir tekil gibi uzaktan görüyordu.
Kendini acıyor derdine yanıyor
Ne yapsa da tekil kalıyordu
Daha fazla yaralanmaktan korkuyordu
-İncitme beni-

Çocukça değil yaşlandırılmış bir acıydı bu defa
Gözlerinin altı yaşlanmış gibi
Kırış kırış halkalarla uyanıyordu sabahlara
Kimi onun için zeki derdi kimi delinin teki
-Hatta belki Selinin teki-
Beynini görene kadar çoktan kıyıyorlardı canına
Kimse ondan daha iyi bilemezdi
Yaşarken ölmeyi
--Öldürme beni-

Selestia

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÜLLERİ YAKAN DİYALOGLAR

Selin: Ben, Şiirlere ve yazılara isim bulmakta usta olan ben, Hissettiğim şeye bir ad bulamamakla birlikte, hissediyorum. Hislerim hala yaşıyormuş. Hadi kutlayalım bunu, bu gece ölmeyen hislere içiyorum. Ve aynı şarkıyı, aynı kişi için defalarca kez üst üste dinliyorum. Umut: Aynı şeyi aynı kişi için her gece hissetmekten farkı ne ki? Aynı insana yazmıyor muyuz ömrümüz boyu tüm şiirleri? Selin: Hissettiğin an, içinde yaşıyorsun bir şeyleri. Kaldı ki bence öylesi daha iyi, bazı şeyler bilinmemeli. Umut: Tavandaki karolari saymaktan gözlerim bozuldu. Biraz da sesim kısık şarkı söylemekten bağıra bağıra. Görüyorum... Selin: Göremiyorum. Ne alfabedeki harfleri, ne yazdığım şiiri... Ne hislerimi ne bir gün sonrasını… Boğuluyorum. Umut:  Bak, şimdi karanlık ama yine doğacak güneş. Biz dursak da dönüyor dünya, biliyorum. Yıka yüzünü okyanuslarla, dağlara tutun, taşları sevmiyorum. Kalk hadi. Selin: Okyanus güneşin yakıcı sıcağına da...

Kararınca Karıncalar

Çok normal bir cümle içerisinde fark ettim yalnızlığımı, Şimdiye kadar olmaktan keyif aldığım bu durum Ağır ve ciğerlere inmeyen bir nefes gibi dizildi boğazıma Aslına bakılırsa yalnız sayılmazdım öyle çok da Kararınca karıncam vardı, Yetecek kadar şarap ve peynir, Benim olmayan bir aile, Kocaman bir aşk belki karşılıksız belki karşılıklı, Kırık kitaplığım vardı hislerimden hallice İzlediğim unuttuğum filmler, Gidip de gezemediğim şehirler Ve tonlarca soru işareti ile dolu bir beynim... Kalabalığı daha kısa özetleyemezdim. Selin'S

Artık Sevmiyorum Ba(ş)lıkları

Çocukken alıştığımız gibi devam ediyordu hayatım, Çünkü biz sesi bile çıkmayan bebekleri uyutmaya çalışıyorduk küçücük dizlerimizde... Olmayan sobalara kesilmemiş ağaçlar atıp yanmasını izliyorduk, Hatta benim bir battaniyem vardı, turuncu, yarım, yaprak desenleri üzerinde Ben onu çırpamazdım, üzerinden yapraklar dökülmesin diye... Bir şeyler yine sahteydi çocukluğumda ama mutluydum... Olmayan aşkına tutunup, olmayan bir adamı seviyorum şimdilerde. Bazı şeyler kadar sahte olan bu durumda şimdi neden mutlu olamıyorum? Beş yıl kalmıştı otuz yaşıma, Nereden bakıldığına bağlı olarak çok genç ve çok yaşlıyım... Elimde dolunay çizelgesiyle geçişini izlerken ayların Aylar kendine yuva edinir kaplumbağa kabuklarını bayım Çığlardır parlayan gökyüzünde, Yıldızlar soğuktur aslında, Bir başka gezegende bile siz varsanız hayat vardır Ben yine kelimeleri yanarken soğuktan donan bir şehirde Sizin verdiğiniz nefesleri almaktayım... Üç defa da öldüm üstelik, gerçek birer ölümdü h...