Ana içeriğe atla

SARI (L)

Bu denizlere benden başka bir şair girmiş
Bu toprak buram buram hasret kokuyor...
Kendi gölgesine bile yabancılaşmış umut,
Bu kız, ölüm meleğinin kanatları var sanıyor!..

Korku gibi,
Kayıp gibi,
Kendim gibi
Ve "k" ile başlayan kaç kelime varsa
Hepsini ana belliyor.
Ruhun sınırlarını aşıyor insanAşk ülkesinde
Sonra bir yalnızlık gelip ruhu
daracık bir saraya hapsediyor...

Susunca mı anlaşılıyor insan,
Yoksa kaybedilince mi değerli oluyor?
Oysa ben ne susmayı istedim
Ne de kaybolmayı...
Bana kötü davranan herkese çiçekler verdim
İyiliğimi isteyen her yerde bıraktım felaket tohumlarını...

Toplayamıyorum, yolamıyorum açıyor içimde pişmanlık çiçekleri
Ben kötü biri değilim ki!
Ben iyi biri değilim ki!
Herkes gibi biraz kötü biraz iyi... belki biraz da deli
Hep çok sevmişimdir eski Fransız filmlerini
Bir otel odasında bulamazlar belki cansız bedenimi
Ama anlarlar ölmek üzere olduğumu
--Her yere bıraktığım gözyaşlarımdan--
Öyledir.
Belki de ben haketmeyenim sevilmeyi...

Le coeur c'est où, vous savez?
Bilmeseydiniz bu kadar isabetli kıramazdınız.
Çok sevdiğiniz insanlar ne hata yaparlarsa yapsınlar
Çok kırılır ama kızamazdınız.
Tükenmez kalemlerin tükenişinden sorumlu tutulmazlardı
Alev gibi bir sevdayı söndürmeden duramazlardı.
Çok kırılır ama kızamazdınız.
Bu denizlere benden başka bir şair girmiş.
Lütfen bir başka denize yelken açınız.

Bugün ya öldüğüm gün olsun
Ya da gel, yeniden doğayım
Ya da karışmayayım doğaya
Bildiğini okusun.
Doğanın okuma yazması elbet vardır
Bırak yapraklarla kalbine dokunsun.
Dalgalarla...
Ve dalgalarda buram buram sen kokuyorsun.
Laf aramızda, darıldım bir dalgaya
Kızamazdım, sarıldım o dalgaya
Bir baktım
     sen yoksun...

Ne zaman rüya görmek istesem
O zaman uyuyamazdım
Çok yazdığım için, çok fazla şarkıyı ezbere bildiğim için
Ya da çok fazla dargını ardımda bıraktığım için
Mı bitmiyordu hayatım?
Bu sefer mi'yi ve yokluğu büyük yazacağım
Hata yapmak benim de hakkım...

Bir kadın anne ise, ilk yaşamı verendir.
Bir kadın sevgili ise, ikinci kez hayat verendir.
Kendimi tutmazsam ağlayacağım.
Çok fazla sevdiğim için mi bitmiyordu hayatım
Çok fazla bildiğim için mi bu kadar az hata payım
Sanırım soru işareti koymayacağım
Üç buçuk nokta hakediyor bu duygu
Son noktalama işaretini ben vurmayacağım.
Solup sarardıkça sarı rengi sever oldum
Sarı oldum
Güneş oldum
Gün oldum

Korkarım bugün ben doğmayacağım...

Selestia


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÜLLERİ YAKAN DİYALOGLAR

Selin: Ben, Şiirlere ve yazılara isim bulmakta usta olan ben, Hissettiğim şeye bir ad bulamamakla birlikte, hissediyorum. Hislerim hala yaşıyormuş. Hadi kutlayalım bunu, bu gece ölmeyen hislere içiyorum. Ve aynı şarkıyı, aynı kişi için defalarca kez üst üste dinliyorum. Umut: Aynı şeyi aynı kişi için her gece hissetmekten farkı ne ki? Aynı insana yazmıyor muyuz ömrümüz boyu tüm şiirleri? Selin: Hissettiğin an, içinde yaşıyorsun bir şeyleri. Kaldı ki bence öylesi daha iyi, bazı şeyler bilinmemeli. Umut: Tavandaki karolari saymaktan gözlerim bozuldu. Biraz da sesim kısık şarkı söylemekten bağıra bağıra. Görüyorum... Selin: Göremiyorum. Ne alfabedeki harfleri, ne yazdığım şiiri... Ne hislerimi ne bir gün sonrasını… Boğuluyorum. Umut:  Bak, şimdi karanlık ama yine doğacak güneş. Biz dursak da dönüyor dünya, biliyorum. Yıka yüzünü okyanuslarla, dağlara tutun, taşları sevmiyorum. Kalk hadi. Selin: Okyanus güneşin yakıcı sıcağına da...

Kararınca Karıncalar

Çok normal bir cümle içerisinde fark ettim yalnızlığımı, Şimdiye kadar olmaktan keyif aldığım bu durum Ağır ve ciğerlere inmeyen bir nefes gibi dizildi boğazıma Aslına bakılırsa yalnız sayılmazdım öyle çok da Kararınca karıncam vardı, Yetecek kadar şarap ve peynir, Benim olmayan bir aile, Kocaman bir aşk belki karşılıksız belki karşılıklı, Kırık kitaplığım vardı hislerimden hallice İzlediğim unuttuğum filmler, Gidip de gezemediğim şehirler Ve tonlarca soru işareti ile dolu bir beynim... Kalabalığı daha kısa özetleyemezdim. Selin'S

Artık Sevmiyorum Ba(ş)lıkları

Çocukken alıştığımız gibi devam ediyordu hayatım, Çünkü biz sesi bile çıkmayan bebekleri uyutmaya çalışıyorduk küçücük dizlerimizde... Olmayan sobalara kesilmemiş ağaçlar atıp yanmasını izliyorduk, Hatta benim bir battaniyem vardı, turuncu, yarım, yaprak desenleri üzerinde Ben onu çırpamazdım, üzerinden yapraklar dökülmesin diye... Bir şeyler yine sahteydi çocukluğumda ama mutluydum... Olmayan aşkına tutunup, olmayan bir adamı seviyorum şimdilerde. Bazı şeyler kadar sahte olan bu durumda şimdi neden mutlu olamıyorum? Beş yıl kalmıştı otuz yaşıma, Nereden bakıldığına bağlı olarak çok genç ve çok yaşlıyım... Elimde dolunay çizelgesiyle geçişini izlerken ayların Aylar kendine yuva edinir kaplumbağa kabuklarını bayım Çığlardır parlayan gökyüzünde, Yıldızlar soğuktur aslında, Bir başka gezegende bile siz varsanız hayat vardır Ben yine kelimeleri yanarken soğuktan donan bir şehirde Sizin verdiğiniz nefesleri almaktayım... Üç defa da öldüm üstelik, gerçek birer ölümdü h...