Ana içeriğe atla
Denk olmayan insanları, aynı paydada eşitlemek gerekir bazen. İşte bu! Seni yoklukla çarpmak gerekir; beni sabırla... Sabrın kaç katı vardır şu dünyada? Yokluk denen bu antik rakam, oldukça asal ve asan bir sayıdır mesela... Tasma misali bir hayatı insanın boyuna, geçirir de ruhu duymaz kimsenin...

 Sen kendine bir payda bul iyisi mi, ben bölüneyim. Parçalandım ve dağıldım zaten dört bir yana. ''Ayna ayna! Söyle var mı benden daha paramparça bir ruh?'', diye kendimle alay ettiğim anda, saçlarıma ilişiyor gözlerim. Saçlarım ruhumdan da dağınık gibi geliyor, ama sadece bir anlığına.

İdin, idim, idi. İd'leri. Egoları kimseler bilmez idi. Şimdi virgül yaptılar cümlelerin içlerinde. Noktalar zaten yok idi. Benzetmeyin kimselere mürekkebimi.Bir de şeffaf mı olur zehrin rengi, önceden kafamda hep bir bataklık yeşili gibiydi...

Ah, artık olmadığımda... En çok müzikleri ve ağlamayı özleyeceğim. Herkese birer mektup yazdım da, en sevdiğim insanlara sanırım veda edemeyeceğim. Dizelerimin yenilerini bekleyip de artık devamının gelmediğini görerek üzülen olur mu? Ne? İki kişi mi? Olsun varsın, her insan bir evrendir, iki evrene ulaştığımla kalıp, daha fazla evrene ulaşamadan gideceğim. Özleyen olur mu?
:)
Cevap vermeyin, beni ben özlesem yeter. Deniz de özlesin. Deniz gelsin, deniz geçsin, gezsin sonra... Çağlardan çağlara...

Neyim, kimim, neredeyim?
Ölüleri yıkamak için yağmurların yağması beklenilen bir yerde değilim mesela.
İstediğim yerde hiç olmadım.
Çamuru diyorum, en güzel temizleyen yağmur suyudur,
Oysa ben sonradan çamur oldum, doğduğumda topraktım....

Selin'S

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÜLLERİ YAKAN DİYALOGLAR

Selin: Ben, Şiirlere ve yazılara isim bulmakta usta olan ben, Hissettiğim şeye bir ad bulamamakla birlikte, hissediyorum. Hislerim hala yaşıyormuş. Hadi kutlayalım bunu, bu gece ölmeyen hislere içiyorum. Ve aynı şarkıyı, aynı kişi için defalarca kez üst üste dinliyorum. Umut: Aynı şeyi aynı kişi için her gece hissetmekten farkı ne ki? Aynı insana yazmıyor muyuz ömrümüz boyu tüm şiirleri? Selin: Hissettiğin an, içinde yaşıyorsun bir şeyleri. Kaldı ki bence öylesi daha iyi, bazı şeyler bilinmemeli. Umut: Tavandaki karolari saymaktan gözlerim bozuldu. Biraz da sesim kısık şarkı söylemekten bağıra bağıra. Görüyorum... Selin: Göremiyorum. Ne alfabedeki harfleri, ne yazdığım şiiri... Ne hislerimi ne bir gün sonrasını… Boğuluyorum. Umut:  Bak, şimdi karanlık ama yine doğacak güneş. Biz dursak da dönüyor dünya, biliyorum. Yıka yüzünü okyanuslarla, dağlara tutun, taşları sevmiyorum. Kalk hadi. Selin: Okyanus güneşin yakıcı sıcağına da...

Kararınca Karıncalar

Çok normal bir cümle içerisinde fark ettim yalnızlığımı, Şimdiye kadar olmaktan keyif aldığım bu durum Ağır ve ciğerlere inmeyen bir nefes gibi dizildi boğazıma Aslına bakılırsa yalnız sayılmazdım öyle çok da Kararınca karıncam vardı, Yetecek kadar şarap ve peynir, Benim olmayan bir aile, Kocaman bir aşk belki karşılıksız belki karşılıklı, Kırık kitaplığım vardı hislerimden hallice İzlediğim unuttuğum filmler, Gidip de gezemediğim şehirler Ve tonlarca soru işareti ile dolu bir beynim... Kalabalığı daha kısa özetleyemezdim. Selin'S

Artık Sevmiyorum Ba(ş)lıkları

Çocukken alıştığımız gibi devam ediyordu hayatım, Çünkü biz sesi bile çıkmayan bebekleri uyutmaya çalışıyorduk küçücük dizlerimizde... Olmayan sobalara kesilmemiş ağaçlar atıp yanmasını izliyorduk, Hatta benim bir battaniyem vardı, turuncu, yarım, yaprak desenleri üzerinde Ben onu çırpamazdım, üzerinden yapraklar dökülmesin diye... Bir şeyler yine sahteydi çocukluğumda ama mutluydum... Olmayan aşkına tutunup, olmayan bir adamı seviyorum şimdilerde. Bazı şeyler kadar sahte olan bu durumda şimdi neden mutlu olamıyorum? Beş yıl kalmıştı otuz yaşıma, Nereden bakıldığına bağlı olarak çok genç ve çok yaşlıyım... Elimde dolunay çizelgesiyle geçişini izlerken ayların Aylar kendine yuva edinir kaplumbağa kabuklarını bayım Çığlardır parlayan gökyüzünde, Yıldızlar soğuktur aslında, Bir başka gezegende bile siz varsanız hayat vardır Ben yine kelimeleri yanarken soğuktan donan bir şehirde Sizin verdiğiniz nefesleri almaktayım... Üç defa da öldüm üstelik, gerçek birer ölümdü h...