Ana içeriğe atla

Ceplerimde Dört Köşeli Kış Ayları

Kış aylarını bu yüzden sevmiyorum işte...
Her cebinden eski kıştan kalma bir dize çıkıyor eski mantoların...
Çekingen gibi titrediğini bu aylarda görüyordu insan, davetkâr
dudakların...
Bembeyazlar yağıyordu üzerine, o kirli siyahların.
Sık sık burnunu çekiyordu çoğu örtülü suret, ortasında sessizliğin
Düşüncelerimi bölüyorlardı,
Yarım kalıyordu düşünceler, ceplerinde mantoların
Bir kış sonrasına kadar dizelere dönüşüyordu...


 Para bulmuş gibi seviniyordu insan onları buldukça,
O kirli siyahlığın üzerine düşen, beyazlığın ortasında
Cenaze törenleri nasıl yapılıyordu peki, kışın ölen insanlara?
Yazık değil miydi bir tabutu saatlerce bekletmek karların arasında?..
Şiire benzeyen hikâyelerim vardı, 'şikâye' dediğim adlarına
İmzamı attığım altlarına...
Şikâyetlerim vardı, hayatımdan tutunda varana kadar çocukluğa...
Kalem kutusu almıyordum ne zamandır,
Ve zaman geçirmiyordum artık kırtasiyelerde, oyuncakçılarda...
İhtiyar mıydık, belki hayır. Belki de oldukça...
 


Gökyüzü ışıl ışıl parlatırdı bazı günler karları,
Eski yarım dizeler taşıyan insanların cepleri ağrırdı
Güneşli kış günlerinde şiir çarpar mıydı?
Bazı insanlar diyorum, belki hiç doğmamalı
Ve bazı kadınlar asla anne olmamalıydı...
Bazı günlere hiç uyanılmamalıydı mesela
Rüyalar hep deniz kenarı şehirlerde yaşanmalı
Hayatlar harcanmak istiyorsa denize kenarsız kentlere taşınmalı,
Hayal kırıklığı yaşamaktan korku duyuluyorsa, hayal kurulmamalıydı...
Her hayal yer yer kırılacaktı, ortadan ikiye çat diye
Ya da üst sağdan bir parça
Ama mutlakaydı. mutlaka...
Anneler varken hayatlar rahattı,
Anne varsa arkadaşı vardı insanın, dostu, sırdaşı...
Ama diyorum ya bazı...



Kış aylarında daha bir yalnızdı çoban yıldızı
Rıhtımlar boyunca  dolanmıştı çabaların dumanı
Kış aylarını sevmezdim işte,
Belki de
Isıtmak için sadece kaynağı sarmalıydı insanı
Kumaşlar faydasızdı,
Konuşmalar faydasızdı
Konuşmamalar faydasızdı
Kış aylarında insan, yalnızdı...





Selin'S



görsel https://st.depositphotos.com/3201021/4104/i/450/depositphotos_41042835-stock-photo-unhappy-snowman-melting-on-green.jpg adresinden alınmıştır.*

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÜLLERİ YAKAN DİYALOGLAR

Selin: Ben, Şiirlere ve yazılara isim bulmakta usta olan ben, Hissettiğim şeye bir ad bulamamakla birlikte, hissediyorum. Hislerim hala yaşıyormuş. Hadi kutlayalım bunu, bu gece ölmeyen hislere içiyorum. Ve aynı şarkıyı, aynı kişi için defalarca kez üst üste dinliyorum. Umut: Aynı şeyi aynı kişi için her gece hissetmekten farkı ne ki? Aynı insana yazmıyor muyuz ömrümüz boyu tüm şiirleri? Selin: Hissettiğin an, içinde yaşıyorsun bir şeyleri. Kaldı ki bence öylesi daha iyi, bazı şeyler bilinmemeli. Umut: Tavandaki karolari saymaktan gözlerim bozuldu. Biraz da sesim kısık şarkı söylemekten bağıra bağıra. Görüyorum... Selin: Göremiyorum. Ne alfabedeki harfleri, ne yazdığım şiiri... Ne hislerimi ne bir gün sonrasını… Boğuluyorum. Umut:  Bak, şimdi karanlık ama yine doğacak güneş. Biz dursak da dönüyor dünya, biliyorum. Yıka yüzünü okyanuslarla, dağlara tutun, taşları sevmiyorum. Kalk hadi. Selin: Okyanus güneşin yakıcı sıcağına da...

Kararınca Karıncalar

Çok normal bir cümle içerisinde fark ettim yalnızlığımı, Şimdiye kadar olmaktan keyif aldığım bu durum Ağır ve ciğerlere inmeyen bir nefes gibi dizildi boğazıma Aslına bakılırsa yalnız sayılmazdım öyle çok da Kararınca karıncam vardı, Yetecek kadar şarap ve peynir, Benim olmayan bir aile, Kocaman bir aşk belki karşılıksız belki karşılıklı, Kırık kitaplığım vardı hislerimden hallice İzlediğim unuttuğum filmler, Gidip de gezemediğim şehirler Ve tonlarca soru işareti ile dolu bir beynim... Kalabalığı daha kısa özetleyemezdim. Selin'S

Artık Sevmiyorum Ba(ş)lıkları

Çocukken alıştığımız gibi devam ediyordu hayatım, Çünkü biz sesi bile çıkmayan bebekleri uyutmaya çalışıyorduk küçücük dizlerimizde... Olmayan sobalara kesilmemiş ağaçlar atıp yanmasını izliyorduk, Hatta benim bir battaniyem vardı, turuncu, yarım, yaprak desenleri üzerinde Ben onu çırpamazdım, üzerinden yapraklar dökülmesin diye... Bir şeyler yine sahteydi çocukluğumda ama mutluydum... Olmayan aşkına tutunup, olmayan bir adamı seviyorum şimdilerde. Bazı şeyler kadar sahte olan bu durumda şimdi neden mutlu olamıyorum? Beş yıl kalmıştı otuz yaşıma, Nereden bakıldığına bağlı olarak çok genç ve çok yaşlıyım... Elimde dolunay çizelgesiyle geçişini izlerken ayların Aylar kendine yuva edinir kaplumbağa kabuklarını bayım Çığlardır parlayan gökyüzünde, Yıldızlar soğuktur aslında, Bir başka gezegende bile siz varsanız hayat vardır Ben yine kelimeleri yanarken soğuktan donan bir şehirde Sizin verdiğiniz nefesleri almaktayım... Üç defa da öldüm üstelik, gerçek birer ölümdü h...