Hiç bilmediğim bir sokakta yürürken içime dolan mevsimsiz bir ıhlamur kokusuydu mutluluk.
-Bir de ıhlamurlar yasaktı bana, sarı olan her şey gibi-
Bir yaşlı amcanın, başlıca yaşam çizelgesinden bahsederken benim gibi dik duruşuydu...
-Ardından baktığım zaman görebildim kamburunu-
Güneşin yakıcılığında, tek bir damlanın senin saçlarına düşüp kayboluşundaydı özlem...
-Karasal iklimin cezbedici ikilemi kadar soğuktu senden öncem-
Biraz müzik, biraz şarap ve biraz da kendi ruhumu başkasında görebilmenin verdiği iç huzuru,
Bir daha acıkmayacağımı düşündüren şekilde doldurmuştu ruhumu...
-Özlemle tanışmış olsan, kaybederdin gururunu-
Korkarken de mutluyduk biz aslında,
Yarınların aynalardaki yansımalarıysa, sadece bugünlerin tortusuydu...
Biraz ilham, biraz şiir ve biraz muhabbet, içimdeki benle dışımdaki benin kurduğu;
Hatta belki biraz da yaşıyor olmanın verdiği insanlık kusuruydu.
Mutluluk, insanlığın kusuruydu.
Günleri kovalayan akrebin saatin camını çatlatan topunu kesmek istedim,
Hep yanımda kalacak olsan yelkovana çatan çatlak kadın olarak da anılabilirdim.
Anılarda avunabilirim diye hiç düşünmemiştim.
Oysa her anı bir avuntu, her saat başı yeni bir umuttu,
Zaten her şeyi geç fark eden ve hiçbirşeyi ayrı yazmak istemeyenlerdenim.
Ve bugün yine iki balık, yağmur suyunun bulanıklığında boğuldu.
Bugün yine bulanık sular, gecenin eseri oldu.
Bugün yine geceler, günün esiri...
Bugün yine 'bir bulut ve bir umut' dünya üzerinde kayboldu...
Selin'S
Görsel https://scontent-ams3-1.cdninstagram.com/t51.2885-15/e35/21819553_1686569934696292_3221819324243116032_n.jpg?ig_cache_key=MTYwNjQ2MTMyNDc0MTAwMzE4NQ%3D%3D.2&se=7
adresinden alınmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder