Ana içeriğe atla

Bulanık Sular Gibi Hisler


Hiç bilmediğim bir sokakta yürürken içime dolan mevsimsiz bir ıhlamur kokusuydu mutluluk.
-Bir de ıhlamurlar yasaktı bana, sarı olan her şey gibi-
Bir yaşlı amcanın, başlıca yaşam çizelgesinden bahsederken benim gibi  dik duruşuydu...
-Ardından baktığım zaman görebildim kamburunu-
Güneşin yakıcılığında, tek bir damlanın senin saçlarına düşüp kayboluşundaydı özlem...
-Karasal iklimin cezbedici ikilemi kadar soğuktu senden öncem-
Biraz müzik, biraz şarap ve biraz da kendi ruhumu başkasında görebilmenin verdiği iç huzuru,
Bir daha acıkmayacağımı düşündüren şekilde doldurmuştu ruhumu...
-Özlemle tanışmış olsan, kaybederdin gururunu-
Korkarken de mutluyduk biz aslında,
Yarınların aynalardaki yansımalarıysa, sadece bugünlerin tortusuydu...
Biraz ilham, biraz şiir ve biraz muhabbet, içimdeki benle dışımdaki benin kurduğu;
Hatta belki biraz da yaşıyor olmanın verdiği insanlık kusuruydu.
Mutluluk, insanlığın kusuruydu.
Günleri kovalayan akrebin saatin camını çatlatan topunu kesmek istedim,
Hep yanımda kalacak olsan yelkovana çatan çatlak kadın olarak da anılabilirdim.
Anılarda avunabilirim diye hiç düşünmemiştim.
Oysa her anı bir avuntu, her saat başı yeni bir umuttu,
Zaten her şeyi geç fark eden ve hiçbirşeyi ayrı yazmak istemeyenlerdenim.
Ve bugün yine iki balık, yağmur suyunun bulanıklığında boğuldu.
Bugün yine bulanık sular, gecenin eseri oldu.
Bugün yine geceler, günün esiri...
Bugün yine 'bir bulut ve bir umut' dünya üzerinde kayboldu...
Selin'S





Görsel https://scontent-ams3-1.cdninstagram.com/t51.2885-15/e35/21819553_1686569934696292_3221819324243116032_n.jpg?ig_cache_key=MTYwNjQ2MTMyNDc0MTAwMzE4NQ%3D%3D.2&se=7
adresinden alınmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÜLLERİ YAKAN DİYALOGLAR

Selin: Ben, Şiirlere ve yazılara isim bulmakta usta olan ben, Hissettiğim şeye bir ad bulamamakla birlikte, hissediyorum. Hislerim hala yaşıyormuş. Hadi kutlayalım bunu, bu gece ölmeyen hislere içiyorum. Ve aynı şarkıyı, aynı kişi için defalarca kez üst üste dinliyorum. Umut: Aynı şeyi aynı kişi için her gece hissetmekten farkı ne ki? Aynı insana yazmıyor muyuz ömrümüz boyu tüm şiirleri? Selin: Hissettiğin an, içinde yaşıyorsun bir şeyleri. Kaldı ki bence öylesi daha iyi, bazı şeyler bilinmemeli. Umut: Tavandaki karolari saymaktan gözlerim bozuldu. Biraz da sesim kısık şarkı söylemekten bağıra bağıra. Görüyorum... Selin: Göremiyorum. Ne alfabedeki harfleri, ne yazdığım şiiri... Ne hislerimi ne bir gün sonrasını… Boğuluyorum. Umut:  Bak, şimdi karanlık ama yine doğacak güneş. Biz dursak da dönüyor dünya, biliyorum. Yıka yüzünü okyanuslarla, dağlara tutun, taşları sevmiyorum. Kalk hadi. Selin: Okyanus güneşin yakıcı sıcağına da...

Artık Sevmiyorum Ba(ş)lıkları

Çocukken alıştığımız gibi devam ediyordu hayatım, Çünkü biz sesi bile çıkmayan bebekleri uyutmaya çalışıyorduk küçücük dizlerimizde... Olmayan sobalara kesilmemiş ağaçlar atıp yanmasını izliyorduk, Hatta benim bir battaniyem vardı, turuncu, yarım, yaprak desenleri üzerinde Ben onu çırpamazdım, üzerinden yapraklar dökülmesin diye... Bir şeyler yine sahteydi çocukluğumda ama mutluydum... Olmayan aşkına tutunup, olmayan bir adamı seviyorum şimdilerde. Bazı şeyler kadar sahte olan bu durumda şimdi neden mutlu olamıyorum? Beş yıl kalmıştı otuz yaşıma, Nereden bakıldığına bağlı olarak çok genç ve çok yaşlıyım... Elimde dolunay çizelgesiyle geçişini izlerken ayların Aylar kendine yuva edinir kaplumbağa kabuklarını bayım Çığlardır parlayan gökyüzünde, Yıldızlar soğuktur aslında, Bir başka gezegende bile siz varsanız hayat vardır Ben yine kelimeleri yanarken soğuktan donan bir şehirde Sizin verdiğiniz nefesleri almaktayım... Üç defa da öldüm üstelik, gerçek birer ölümdü h...

İyiliğimde

       Yıkanmış gri beton merdiven kokusunu içime çekerek, soyulmuş duvarlarını izlediğim apartmanı kat be kat aşıp, anlamaya çalışıyorum. Yıpranmışlığı kadar yıkanmış, sorduğu kadar soyulmuş boyaları. Yüzümün akmış rimelleri ve ağladıkça artan gözyaşı kokusuyla; ben bir apartman mıyım? Her katımda farklı hayatlar, derinlerimde huzursuz fareler ve kaçık solucanlar ile ben de böyle sıkıcı mıyım? Yeni yıkanmış bir merdiven kokusu kadar yanıltıcı hayatım.      İyiyim. Hiç içmemiş olana, rakı kokusu kadar iyi. Kalbimi şöyle bir söküp, helallik aldıktan sonra bitirecek kadar iyi... Üzerimden bir motor geçmiş de "Bu da mı gol değil?" demiş olacak kadar iyi... Hâlâ sevgisizce yaşarcasına öylece... Sarı bir şiirde sadece "öylesine" kelimesine aşık olacak kadar iyiyim ve olmak istemeyecek kadar. Henüz hayata geçememiş planlar kadar, yanlış alınmış kararlar, yanlış anılmış şairler gibi, bundan sonraki yaşanacak yıllarda yanıp, hiç sönmeyecekmişçesine iyiyim. Teş...