Ana içeriğe atla

İKİ CİHAN

Sınırları silinmiş bir hayatın kumsalındaydık ve ay vardı üzerimizde...
Dolu dolu ay, boşuna değil.
Tesadüf değil; sadece ismi gece olan bir gecede bulduğum, varlık-yokluk arası sendeleyen düşüncelerimin sana akması...
Üstelik ben yol göstermemişken.
Sen söyle mesela, fotoğraf karesi dediğimiz şey hayatı sınırlar mıydı veya fotoğraflar uçsuz bucaksız mı olmalıydı?
Sen yanımda ol, ben silerim karelerin çizgilerini ya da belki silinir kendiliğinden...
Ben seni uyanık bir bilinçle sevemem, uyutmamız lazım benliği
Çünkü, kim ne derse desin, sadece bir kez ısırılmış bir elmanın, şarapla uyumuydun sen.
Çünkü, kim nasıl severse sevsin, bir elma seni sevemezdi, bilirsin hikayeyi
Çünkü, yalnız bir kez ısırılmış bir elmanın kokusuydun sen...
Bakışların demiştim, farklı bir incelik var
Bir gizem, bir sır ya da bir esrar...
Hepsi de aynı anlama gelirdi oysa, eksilmesin bakışlarında
O artçı parıltılar...
Bir gün sevdiğim, bir gün
En güzel şiirimi yazıp senin için, veda ederken dünyaya
Merhaba diyeceğim diğer cihana.
Ve insan olmayı başaramamış insan olan insanlar,
Benim kalbimden seni okuyacaklar...
Ve içtiğim her yudumda, daha da güzelleşecek satırlar...
SatırlarıYazmakİçinGerekenHarfleriGöremiyorum.

Ay büyüsün diye bekliyordum...
Sen içimde büyüsün...
Ay büyüsün...
Çünkü ancak o zaman kabul edilecek günahkar dualarım
Çünkü ancak o zaman senin yerin olacak benim yanım
Çünkü ancak ben, iki cihanda varım...
Ve sen sevdiğim, ve sen
İki cihanı da tutuşturabilecek bir yangınsın.

VeBenSevdiğimVeBen,SensizliktenKorkuyorum.

Aş pişirmekle aşk pişirmek aynıydı aslında,
İkisi için de yüksek derecede ısı gerekiyordu
Varlığın ve varlığım aynıydı aslında,
İkisi de aynı şekilde seni seviyordu...

Dolunayın bomboş baktığını gördüm senin yanında
''Bakışların ki, ikinci bir parıltı var senin bakışlarında''
Bence senin için yazmış bu satırı Cemal Süreya.
Senle birlikte geceye bıraktığımız notalar özlemişler sesini
Senin dilinden dökülen bir  nota olmak için razıyım yeniden doğmaya...
Gerçek güneşse, düş geceydi... Düşler akardı yalnızlığıma.
Seni, yerinde bir bilinçle sevemezdim; küsme bana, darılma
Her şey zıttıyla var ne de olsa...

Hepimiz, hem de her gün, intihar etmiyor muyuz?
Gözlerimden yaşlarla birlikte düş.
Düş.
Rüya ol, gel geceme.
Gündüz vakti sevmeyi başaramıyoruz.
Hepimiz, gece olmadan inkar etmiyor muyuz?

AyHerGeceAynıDoğarSevdiğim,SadeceBizGöremiyoruz.

Kelimeleri birleştirirken sen, düşmesinler diye
O meçhul boşluklara;
Yokluğunun var olduğu zamanlar var ya,
İşte tam olarak öyle zamanlarda
Kelimelerim ve ben kayboluyoruz...

Gece dediğimiz şey, adını bile hatırlamayacağımız yıldızlardan oluşur
Neyse ki ben şanslıyım ve biliyorum her bir yıldızın, senin ismin olduğunu
Gece dediğimiz şey, bazen sesini unutamayacağımız insanlarla tutuşur
Neyse ki sen varsın ve biliyorum bu yedi notanın sende var olduğunu...
Kelam, demiştin. Unutmam. Cevaplarım içimde, senin her bir sorunu...
Ve duyarsın bilirim, ve hissedersin sevdiğim ben belli etmesem de
Sana ne kadar bağlı ve ne tutkun olduğumu...


Selin'S

Görsel,http://68.media.tumblr.com/1562d4076f96c61c0c80a42e7f3941fc/tumblr_n64ol9G2qo1sfky1xo1_500.jpg adresinden alınmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÜLLERİ YAKAN DİYALOGLAR

Selin: Ben, Şiirlere ve yazılara isim bulmakta usta olan ben, Hissettiğim şeye bir ad bulamamakla birlikte, hissediyorum. Hislerim hala yaşıyormuş. Hadi kutlayalım bunu, bu gece ölmeyen hislere içiyorum. Ve aynı şarkıyı, aynı kişi için defalarca kez üst üste dinliyorum. Umut: Aynı şeyi aynı kişi için her gece hissetmekten farkı ne ki? Aynı insana yazmıyor muyuz ömrümüz boyu tüm şiirleri? Selin: Hissettiğin an, içinde yaşıyorsun bir şeyleri. Kaldı ki bence öylesi daha iyi, bazı şeyler bilinmemeli. Umut: Tavandaki karolari saymaktan gözlerim bozuldu. Biraz da sesim kısık şarkı söylemekten bağıra bağıra. Görüyorum... Selin: Göremiyorum. Ne alfabedeki harfleri, ne yazdığım şiiri... Ne hislerimi ne bir gün sonrasını… Boğuluyorum. Umut:  Bak, şimdi karanlık ama yine doğacak güneş. Biz dursak da dönüyor dünya, biliyorum. Yıka yüzünü okyanuslarla, dağlara tutun, taşları sevmiyorum. Kalk hadi. Selin: Okyanus güneşin yakıcı sıcağına da...

Artık Sevmiyorum Ba(ş)lıkları

Çocukken alıştığımız gibi devam ediyordu hayatım, Çünkü biz sesi bile çıkmayan bebekleri uyutmaya çalışıyorduk küçücük dizlerimizde... Olmayan sobalara kesilmemiş ağaçlar atıp yanmasını izliyorduk, Hatta benim bir battaniyem vardı, turuncu, yarım, yaprak desenleri üzerinde Ben onu çırpamazdım, üzerinden yapraklar dökülmesin diye... Bir şeyler yine sahteydi çocukluğumda ama mutluydum... Olmayan aşkına tutunup, olmayan bir adamı seviyorum şimdilerde. Bazı şeyler kadar sahte olan bu durumda şimdi neden mutlu olamıyorum? Beş yıl kalmıştı otuz yaşıma, Nereden bakıldığına bağlı olarak çok genç ve çok yaşlıyım... Elimde dolunay çizelgesiyle geçişini izlerken ayların Aylar kendine yuva edinir kaplumbağa kabuklarını bayım Çığlardır parlayan gökyüzünde, Yıldızlar soğuktur aslında, Bir başka gezegende bile siz varsanız hayat vardır Ben yine kelimeleri yanarken soğuktan donan bir şehirde Sizin verdiğiniz nefesleri almaktayım... Üç defa da öldüm üstelik, gerçek birer ölümdü h...

İyiliğimde

       Yıkanmış gri beton merdiven kokusunu içime çekerek, soyulmuş duvarlarını izlediğim apartmanı kat be kat aşıp, anlamaya çalışıyorum. Yıpranmışlığı kadar yıkanmış, sorduğu kadar soyulmuş boyaları. Yüzümün akmış rimelleri ve ağladıkça artan gözyaşı kokusuyla; ben bir apartman mıyım? Her katımda farklı hayatlar, derinlerimde huzursuz fareler ve kaçık solucanlar ile ben de böyle sıkıcı mıyım? Yeni yıkanmış bir merdiven kokusu kadar yanıltıcı hayatım.      İyiyim. Hiç içmemiş olana, rakı kokusu kadar iyi. Kalbimi şöyle bir söküp, helallik aldıktan sonra bitirecek kadar iyi... Üzerimden bir motor geçmiş de "Bu da mı gol değil?" demiş olacak kadar iyi... Hâlâ sevgisizce yaşarcasına öylece... Sarı bir şiirde sadece "öylesine" kelimesine aşık olacak kadar iyiyim ve olmak istemeyecek kadar. Henüz hayata geçememiş planlar kadar, yanlış alınmış kararlar, yanlış anılmış şairler gibi, bundan sonraki yaşanacak yıllarda yanıp, hiç sönmeyecekmişçesine iyiyim. Teş...