Ana içeriğe atla

Anlamsız Karga

Ah, şu kışların bana ettikleri...
Bir bıçak gibi batarken her bir kar tanesi tenime
Ben yalvardım, bir defa görülsün diye,
Van mavisi karların içinde bir umut çiçeği...
Ne kadar sözlük varsa elimde-avucumda,
Koparıp attım, hatırlamamak için seni
Senin adının baş harfi ile başlayan tüm kelimeleri...
Bir cumartesi,
Bir yıldız komasında,
Aradım vücudumda,
Kalbimin en son attığı yeri...
Ve kalbim elime battı, bir diken gibi.

En çok senden kaçtım ve en çok sende kaldım.
Hiçbir balkona rahatsızlık vermemişti,
Üstüne kuş konmayan, asırlık dallarım...
Rüzgarsızlıkta bir yaprak edinmeli!
Benim olarak kalsın o ve bitsin ebedi yalnızlığım.
Bir tek küçük, kırmızı yaprak...
Senden başka, senden fazla ve yine de sen benzeri.
Sen de duyuyor musun kalbimdeki sesleri?
Sen de uyuyor musun, senle başlayıp senle biten düşleri?
Sahi,
İnsanoğlu kurmayı bırakıp yıkmaya başladı hayalleri
Belki bir RefikHalit değildim ama,
Beni de annem pamuk tüylüm diye severdi...

Mesela, insanı yaşatan umuttu
Umut ise, yalnız gözlerinde somuttu.
Bir sokak lambası mum oldu sonra,
Ardından katil belledi bir damla yağmuru...
Gözlerin aydınlattı işte o vakit,
Sokağın kör ve körpe koyuluğunu.
Çünkü henüz çökmüştü gece,
Henüz yokmuşla bitmişti, varmışla başlayan ne varsa
Vaktimiz de gelmişti oysa
Ve vakitsiz gömdük bizim olan huzuru,
Bin bir emekle kapattık, bin iki emekle açtığımız çukuru...

Ya gözbebeklerine gömsünler ya Ankaraya
Yakındır belki de nefeslerimin sonu... 

Türküleri çığırsınlar ölen duyguların ardında
Olmayan mezar taşının üstüne tünesin sonra
Pek anlamı olmayan bir karga...
Ve kargalardan daha anlamsız olan limanlarda
Bir simge bulup, bir sembol olup, yola koyulup
Bir tarihten daha güzeline geçen bir çağa
Ben göz yumayım, sen son kez dokun göz kapaklarıma...
Ve yolun sonundaki ben olayım,
Yeni anlamlar ve kucak dolusu hasretimle gel bana...

Selin'S



Yorumlar

  1. Değerli kardeşim adreste bir yanlışlık var galiba kargo geri geldi. Haber vermek istedim. Adreste sıkıntı yoktur inşallah. Ya da farklı bir adres verirsen yeniden yollayayım.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÜLLERİ YAKAN DİYALOGLAR

Selin: Ben, Şiirlere ve yazılara isim bulmakta usta olan ben, Hissettiğim şeye bir ad bulamamakla birlikte, hissediyorum. Hislerim hala yaşıyormuş. Hadi kutlayalım bunu, bu gece ölmeyen hislere içiyorum. Ve aynı şarkıyı, aynı kişi için defalarca kez üst üste dinliyorum. Umut: Aynı şeyi aynı kişi için her gece hissetmekten farkı ne ki? Aynı insana yazmıyor muyuz ömrümüz boyu tüm şiirleri? Selin: Hissettiğin an, içinde yaşıyorsun bir şeyleri. Kaldı ki bence öylesi daha iyi, bazı şeyler bilinmemeli. Umut: Tavandaki karolari saymaktan gözlerim bozuldu. Biraz da sesim kısık şarkı söylemekten bağıra bağıra. Görüyorum... Selin: Göremiyorum. Ne alfabedeki harfleri, ne yazdığım şiiri... Ne hislerimi ne bir gün sonrasını… Boğuluyorum. Umut:  Bak, şimdi karanlık ama yine doğacak güneş. Biz dursak da dönüyor dünya, biliyorum. Yıka yüzünü okyanuslarla, dağlara tutun, taşları sevmiyorum. Kalk hadi. Selin: Okyanus güneşin yakıcı sıcağına da...

Artık Sevmiyorum Ba(ş)lıkları

Çocukken alıştığımız gibi devam ediyordu hayatım, Çünkü biz sesi bile çıkmayan bebekleri uyutmaya çalışıyorduk küçücük dizlerimizde... Olmayan sobalara kesilmemiş ağaçlar atıp yanmasını izliyorduk, Hatta benim bir battaniyem vardı, turuncu, yarım, yaprak desenleri üzerinde Ben onu çırpamazdım, üzerinden yapraklar dökülmesin diye... Bir şeyler yine sahteydi çocukluğumda ama mutluydum... Olmayan aşkına tutunup, olmayan bir adamı seviyorum şimdilerde. Bazı şeyler kadar sahte olan bu durumda şimdi neden mutlu olamıyorum? Beş yıl kalmıştı otuz yaşıma, Nereden bakıldığına bağlı olarak çok genç ve çok yaşlıyım... Elimde dolunay çizelgesiyle geçişini izlerken ayların Aylar kendine yuva edinir kaplumbağa kabuklarını bayım Çığlardır parlayan gökyüzünde, Yıldızlar soğuktur aslında, Bir başka gezegende bile siz varsanız hayat vardır Ben yine kelimeleri yanarken soğuktan donan bir şehirde Sizin verdiğiniz nefesleri almaktayım... Üç defa da öldüm üstelik, gerçek birer ölümdü h...

İyiliğimde

       Yıkanmış gri beton merdiven kokusunu içime çekerek, soyulmuş duvarlarını izlediğim apartmanı kat be kat aşıp, anlamaya çalışıyorum. Yıpranmışlığı kadar yıkanmış, sorduğu kadar soyulmuş boyaları. Yüzümün akmış rimelleri ve ağladıkça artan gözyaşı kokusuyla; ben bir apartman mıyım? Her katımda farklı hayatlar, derinlerimde huzursuz fareler ve kaçık solucanlar ile ben de böyle sıkıcı mıyım? Yeni yıkanmış bir merdiven kokusu kadar yanıltıcı hayatım.      İyiyim. Hiç içmemiş olana, rakı kokusu kadar iyi. Kalbimi şöyle bir söküp, helallik aldıktan sonra bitirecek kadar iyi... Üzerimden bir motor geçmiş de "Bu da mı gol değil?" demiş olacak kadar iyi... Hâlâ sevgisizce yaşarcasına öylece... Sarı bir şiirde sadece "öylesine" kelimesine aşık olacak kadar iyiyim ve olmak istemeyecek kadar. Henüz hayata geçememiş planlar kadar, yanlış alınmış kararlar, yanlış anılmış şairler gibi, bundan sonraki yaşanacak yıllarda yanıp, hiç sönmeyecekmişçesine iyiyim. Teş...