Bu kitabı, bir katilin psikolojisini anlamama yardım eden bütün insanlara ithaf ediyorum.
ON EMİR
- Karşımda başka ilahların olmayacak.
- Kendin için oyma put, yukarıda göklerde olanın, yahut aşağıda yerde olanın, yahut yerin altında sularda olanın hiç suretini yapmayacaksın, onlara eğilmeyeceksin ve onlara ibadet etmeyeceksin.
- Yehova'nın, Rab'ın ismini boş yere ağıza almayacaksın.
- Sebt gününü takdis etmek için onu hatırında tutacaksın. Altı gün işleyeceksin ve bütün işini yapacaksın, fakat yedinci gün efendin Rab'e Sebttir. Sen ve oğlun ve kızın, kölen ve cariyen ve hayvanların ve kapılarında olan garibin hiçbir iş yapmayacaksınız. Çünkü Rab gökleri, yeri ve denizi ve onlarda olan bütün şeyleri altı günde yarattı.
- Babana ve anana hürmet edeceksin.
- Öldürmeyeceksin.
- Zina etmeyeceksin.
- Çalmayacaksın.
- Komşuna karşı yalan şahitlik yapmayacaksın.
- Komşunun evine tamah etmeyeceksin, komşunun karısına, yahut kölesine, yahut cariyesine, yahut öküzüne, yahut eşeğine, yahut komşunun hiçbir şeyine tamah etmeyeceksin.
ÜNSÜZ SERİ KATİL: MADAM MUSTANG
Bölüm -I-
Kısım -I-: Kendini Anlama Çabaları
Ben, Elinë Clea Mustang.
Ben, kabuslarınızım. Belki annenizim. Ya da dünya üzerindeki tek kadın benim.
Ben, 'Baltacı' nın bizzat kendisiyim.
Eh, haliyle bu korkmanızı gerektirir; bu ortaya çıktığında ben de kendimden korkma-
ya başlamıştım.
-Neyse ki çabuk geçti de, işime dönebildim.-
Bana seri katil diyorlar, oysa polisler, ajanlar ve askerler benden daha seri hareket e-
den katiller bana göre. Kınamakla kıskanmak arasında bir çizgideyim. Kadın olmanın
bu işe tek olumsuz etkisi bu işte: İnce çizgiler. Detaylar... Çelişkiler...
Benim insanları öldürdüğümü düşünenler yanılıyor, eğer öyle düşünsem ben de
geceleri uyuyamazdım örneğin... Pişman olurdum, iç huzurum tam olmazdı. İnsanları
öldürmüyorum. Sadece onları kutsallaştırıyorum. Onların, dirilişlerinde acı çekmeme-
lerini garantiye alıyorum. Kurallar basit, kurallar belli. Oyunu kurallarına göre oynama-
yanların sonu belli, benimse görevim...
Her şeyi denedim, emin olabilirsiniz. Yakma ayini, asit çukuru, garotte, halat, boğma,
silah, aç bırakma, zehirleme... Ruhen tatmin olmuyorum. Baltam tatmin ediyor beni ve
korkunun kokusu... Sevgiye de ilgiye de aç değilim. İstemeyeceğim kadar hayatımda o-
lan bu iki kavram sadece ve sadece beni kısıtladı. Balta, beni tatmin ediyor, üzerinde
epey düşündüğüm bir durum bu. Sanırım bilinçaltımda, ruhumda baltalamak istediğim
şeyler barındırıyorum. Baltalamak, minimale indirmek ihtiyacı hissettiğim duygular ta-
şıyorum. Değiştiğimi düşündüğüm anda bile değişmiyorum.
Bu satırları yazabilmek öyle kolay değil, kendimi ifşa edeceğimi bile bile yazıyorum ama
ömrümün son 70-75 günü kalmışken, kendimi anlatmalı ve izimden gelecek olan insanlara
ışık tutmalıyım. Doğru duydunuz, ölüyorum...
Kısım -II-: Ölüm Meleği
Bir zamanlar Tanrı'nın ben olup olmadığımı sorgulardım... Ne günlerdi, ergenlik döneminde olabiliyor böyle şeyler! Gerçeği fark edişim, 27 yaşımın sonlarına tekabül ediyor. Ben, ölüm meleğiyim. Dünyaya geliş vazifem bu, kötülüğü yok etmek. Kötüyü yok etmek. Benim nekrofilim bambaşka, tanımadığım bedenleri sevmiyorum, ne şekilde öldüğünü bilmediğim bir bedeni midem kaldırmaz. Sadece, ayinlerim sırasında kutsallaşan, korkularının kokusunu içime çektiğim ve son bakışları gözlerime dikilen bedenlere tutkuyla bağlıyım. 998... Hepsinin de yüzünü ve ismini hatırlıyorum... Onlar, benim insanlarım. Onlar, günahsız ruhlar...
Bir insanıma bile öfkeyle yaklaşmadım, hepsine karşı naziktim ve benim gözümde hepsi birer sanat eseriydi. Objektif bakan her göz için böyle görünüyor olmalı. Genel karakter itibariyle üşengeç bir insanım fakat onların dünya ve ölümden sonrası için her pisliğini temizledim. Arkalarında bıraktıkları, tüm izleri, kanlarını, gözyaşlarını, isimlerini, seslerini ve kokularını da temizledim. Zaten her çevirdiğiniz sayfa, işimde ne kadar usta olduğumu anlamanızı sağlayacaktır, bundan eminim.
Maksadım, ruhunuzu hırpalamak değil. Zihninizi canlandırmak, peşimden sürüklemek ve takdirinizi kazanmak. İnsanlarımı son defa anmadan onlara karışmak istemiyorum. Sadece benim adımın kalması önemli değil, onlar da öldükten sonra yaşayanlardan olmalılar. Artık bunu hak ediyorlar...
Sene 1986, Venedik
Yorumlar
Yorum Gönder