Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

SİYANÜRÜN RENGİ

         Gözlerin ela mıydı, neydi? Ben o rengi bilmiyorum... Unuttuğumu sanma tek tanem, kimsede karşılaşmadım senin renginle, bu yüzden aynı uyumu yakalayamadım belki de. Zaten yıkıldığımız andan beri, renkleri de sevmiyorum. Bilirim, sen okursun satırlarımda kendini ve emin ol, satırlar da sana aşık, senin edebiyatı sevebildiğin gibi... Sahi, ben bilmiyorum gözlerinin rengini, keşke fark etmiş olsaydım henüz çok geç değilken; renkleri bilmemekle değil yaşayamamakla kalbe ihanet edildiğini... Oysa, o zamanki aklıma kalsa, edebiyat ödüllerine layık; özenle seçilmiş cümlelerle oluşturulmuş ve hafif kafası kıyak cümleler kurmalıydık. Sözlerin gözlerden akışına değil, ağızdan çıkışına bakıp, neye inanmak istiyorsak ona inandık. Hislerimizi değil, duyumlarımızı baz aldık. Yıprandık sevdiğim, yıprattık ve yıprandık. Bana kalsa bilmeliydin, filin dişinden tut da, narın çiçeğine kadar tüm renklerin tonunu; bense gerçekten görmeliydim aşkın haricinde mevzulara takıldı...

Sen Benim Şarkılarımsın...

'' Çok kolay 'ayrılalım' diyorsun. Bir kez bile dinlemedin git derken; b u, ayrılık sebebi olabilecek bir sorun değil.'' '' Herkes tarafından iyi bir dinleyici olduğum söylenildi, seni dinlemeyi sevmiyorum. Dinledikçe kırıyorsun. Dinlemeyişim sana karşı kendimi savunma mekanizmam sadece... Sorun, benim seni bir şeylere zorluyormuş hissine kapılmam; sevmeye, kalmaya, gelmeye...'' ''İnanamayacağın kadar çok üzülüyorum ve seninle geçirdiğim zaman diliminde arkadaşlarımdan öyle soyutladım ki kendimi, çevremde arkadaş namına kimse kalmadı. Benim bu konuları anlatacak, içimi dökecek kimsem yok.İletişim kuramıyoruz gel, yüz yüze konuşursak çözebiliriz...'' ''Bu yüz yüze konuşma meselesi, sadece gözyaşlarımdan beslenen bir sadist olman! Gelmiyorum.'' ''Sen konuşmak değil, haklı çıkmak istiyorsun sadece. Bak ben seni seviyorum, sana aşığım... Ben kimseyi özlemedim, hayatımdan çıkıp gittikten sonra; sen...

Makine Gürültüsü

Ben bugün bir defa daha öldüm, Sonra baktım ki herkes ölüyor... Ben bugün son kez maziye döndüm, En ufak atom parçalarına ayrılan kalbim Sana çokça selam söylüyor. Ben aslında duymuyorum hiçbir şeyi, Yine de herkes her şeyi söylüyor. Yani ben bir şey öğrenemedim şu hayatta; Yani onlar her detaya hakim ve konuda onlar biliyor. Zaten bir onlar biliyor, onlar da yanlış biliyor. Aşk mı? Kayıp zamanların akşam dedikodusu... Ya ölüm? İnsan denizlerinin akacağı mermer okyanusu... Şiir?... Toparlanamayan hislerin kağıda dökülen tortusu. Yazmak mı, Bana sormayın, Bir şair olarak anılmayacak bir kadere verilmiş adım, Yazmaya uymamış yıldızlar ve ben doğarken sırt çevirmiş tüm samanyolu.... Selin'S

YILDIZ TUTULMASI

Şimdi ben sana desem ki, ''Kirpiler gözlerini ovuşturamaz o yüzden uyanamazlar yeni güne, Çünkü ellerindeki dikenler batacak diye korkarlar, o minik gözlerine'' Sen bunu anlamazsın. Şimdi durup desem ki sana, ''Seni sevebilmek için yeterli sebebim yok desem de inanma, Her şeyden daha çok korkuyorum ben kalbimi fırtınaya kaptırmaya'' Sen bana inanmazsın. Konuşmamızı yarıda kesip, şunu söylesem: ''Peter Pan yaşıyor sanıyorduk, hep çocuk kalacaktı, Öldü bıraktı ardında bütün ütopyaları...'' Benimle birlikte yas tutamazsın. , Sen, Şiirlerimi kendisi için yaz(ama)dığım, Benimle aynı dünyada barınamazsın. Selin'S

JOKER SATIRLAR-2

Ankara kimi zaman yosun kokar, kimi zaman toprak Bu kadar karasal bir şehrin deniz kokması da garip değil, Oysa ben yanımda seni hayal etmiştim, her  karışı gezecektik adımlayarak... Önce seni sonra Ankarayı çok özledim, ö(z)lüyorum Her bir saniye içimde artarak Zor geliyor, nötr kokularla uyanmak... Ankarasız, sensiz, sessiz... Sessiz ol sevdiğim, şşş... Ankara uyanacak. Selin'S

Sırf Bunun İçin

Koku, aşktı... Şarap, aşktı... Ucuz şişelere sığdırdık aşkı, Bir tek aşkın kendisi, 'aşk' olamadı. Sırf bunun için bile, sana aşk olsun. İçime işleyen notalardı, Ve ne tuhaf, kalbim kaleme Hep seni fısıldardı. Bir uyak olurdun şiire, bir bakardım dize Ya da kalem olurdun beklemediğim bir anda, Bazen de öylesi bir his; Yön veren şiirlere. Her şey oldun da, aşık olamadın ya, Sırf bunun için bile, sana aşk olsun. Dışarıdan bakıldığında renkler parlaktı. Ama insanoğlu karanlığı, İçinde doğurur, ona bakar ve onu yaşatırdı. Şu köşede duran şey... Alaaddin'in sihirli lambası mı? Okşasam, diyorum, süslü taşlarını İçinden aşk çıkar mı? Oysa ben sorar mıydım sana, bilseydim aşka inanmadığını... Bakışlarındaki tutkuyu azat et, yakışmıyorlar sana; Sırf bunun için bile, sana aşk olsun. Çağırsam gelir mi dersin Düşler Ülkesi'nden, İçimizdeki hiç büyümeyen Peter Pan'ı? Mesela İstanbul ağlarken görmüşler rimellerinin aktığını. Ben, her damla daha düşm...

Aşkın Besin Zinciri

Bazen de böyledir işte, Sen onu düşünerek içersin; Onun gözlerinde bir başkası belirir, Şişeyi her dikişinde... Sen ona şiirler, sözler, eşsiz hisler dökersin Onun anılarında başkası yer alır, Geçmişe her dönüşünde... Aşktır bu, Başladığı noktaya varır, Bir çıkmaz dönüşümle... Selin'S

Aşkın Dört Yanı

Yarısı şiirdir aşkın, diğer yarısı çikolata... Bir yarısı acıtır yazdıranını, okuyanı, Bir yarısı hoş kılar, o hissi yaşatanı... Hem ben varım, hem sen varsın içinde, Hep bir parça sen varsın içimde, Haberin olsa da aynı, olmasa da bu böyle... Arka yüzü hayal kırıklığıdır aşkın, Görünen yüzü bir çocuğun çizdiği sol anahtarı... Suları boğacak gibi derin görünse bile, Ağır gemilerin yanaşamayacağı kadar sığdır limanları. Bilirsin, sıkkındır canı, soramazsın ya hani; O seni vurdumduymaz zanneder bilmeden içinden kopanları, Kaç kere ölsek sevdiğim, Kaç kere ölsek yeter dersin kapatmak için sol yaraları... Selin'S
''Beni bırakma'' diyen insanlar, kısa süre içinde sizi bırakıp gideceklerdir, kalbinizi kollayın çok kırılmasın. Di'li geçmiş zamandan, tek yaramsın sen...

JOKER SATIRLAR-1

Varlığıyla ilham olamayıp, yokluğunda yazdıran, Sen... Öyle bir ayaz ve öylesi kanımı donduran, Sen... Ne varlığında ne yokluğunda yaşanamayan... Kaldı ki, ben ikisini de uzun süre çektim Hem senin dayanılmaz varlığını, varlığının ağırlığını; Hem de yokluğunda ardından esen o felaket ayazları... Şarkılarda sen kaldın, sokaklarda sen Ve inan yerini dolduramadığım, Kokun, Senden başka kimselere yakışmadı... Selin'S

Çaresen

Görünürün de ardını gördüm, sevgi zannedilen hissin temelini... Olayların sebebine, muhtemel neticelere odakladım objektifimi... Durup dinlenirken gelecek bir yelin umuduyla şimdilerde, -yaprak kımıldamıyorken üstelik- ben serinliyorum. Öğreniyorum, çocukluk kapanında hayatı şirinlemeyi... Senin haberin bile yokken, sen varsın nefeslerimde, -hayatıma girme ihtimalin bile yokken üstelik- seni selinliyorum... Derken bir gün, serbestliğin ötesinde bir özgürlüğe kavuşuyor şiirler ''Dört nala koşuyorlar gözlerine'', derken, Senin göremediğini fark ediyorum. Sonra sana üzülüyor, acıdığımı belli etmeden ağlıyorum. ''Olsun biz de sohbet ederiz'', diye avuturken kendimi, Dilinin lal olduğunu öğreniyorum. Ben de kalsaydın oysa, Olduğun yerde, Ne kadar kusursuzdun... Uyumadan önce koyunları say demiştin, Yıldızlara bakardı benim gözlerim... Söndüler sonradan birer birer, ben şimdi tavşanları sayıyorum. Hatırla, şu dağa küsüp de umursanmayan şir...

ACIMAYANIM

Hayat sahnesinde gitarımı parçalayarak çaldım tüm şarkılarımı Bir de kalbini bin parçaya ayırdım, kim varsa sevdiğim... İçimin-kötü-ikizi, aynı zamanda hayatın sert mizaçlı kızıydı Belki de bu kadar güçlü göründüğüm için, gerçekleşmedi beklentilerim. 'Beklentiler üzer insanı' ne doğru söz efendim... Ben o şarkılarda, dört yaşımdayken de ağlardım, Ve ne yazık, şimdi yirmi dört yaşımdayım... Ben dört yaşımdayken, bilmezdim rakının şarabın tadını... Ve ne yazık şimdi yirmi dört yaşımdayım... Sana atfetmiştim oysa, tüm satırlarımı Bir tek sendin, gelmeyeceğini bilerek beklediğim... Hamle yapmadım, aşkım maça kızıydı, Oysa, oyunu her zaman iyi olmayan kazanırdı... Belki de bu yüzden ben, kaybedendim... Ben dört yaşımdayken, bir köpeğim vardı, bir de balığım, Ve ne yazık ki şimdi yirmi dört yaşımdayım... Ben dört yaşımdayken hiç bu kadar akmazdı gözyaşlarım, Ne yazık, şimdi yirmi dört yaşımdayım. Gören der ki, en şanslı çağımdayım, Yıprandım efendim, on seneye...