Ana içeriğe atla

FARZ ET Kİ...

Farz et ki, adını unuttum...
Parfümünü sıkmıyorum artık yastığa,
Seni düşünmüyorum artık uykuya dalmadan önce...
Farz et ki ben,
Gece çöktüğünde uykuya dalabiliyorum artık.
Hiç sıkılmadan çağırabiliyorum senin adına sahip insanları,
Dudaklarımdan dökülmüyor sana ait bir şarkı...
Farz et ki, bilmiyorum dolunayı sevdiğini,
Dolunay gördüğüm zaman dolmuyor gözlerim,
Aynı şehirde olduğumuzdan bile bihaberim...
Ne karşılaşmak için yolunu gözledim,
Ne de tüm yollarda gözlerim kaldı, senin geçtiğin...
Farz et ki, hala uslanmadım
Dönsen yine göndermek isteyecek,
Yine yalnızlığı arayacağım elimde beyaz bir mumla...
Dönüşün kar kalacak yanına...
Farz et ki, hayatımı yeni insanlarla doldurdum
Ve bir yığın yeni tutkuyla...
Kapattım senden sonra açılan boşluğu,
Senden çok sevdiğim yabancı simalarla...
Faz et ki düşmedin gözlerimden hiç
Bu satırları yazarken akmıyorsun damla damla
Sığınmıyorum bu sağanaktan kaçıp,
Anılarımızla inşa ettiğim limanlara...
Farz et ki telefona gitmiyor ellerim
Bir kez bile duymak istemedim sesini
Sıkıca sarılıp kokunu içime çekmeyi, istemediğim gibi...
Farz edelim ki, hiç sevmedik birbirimizi
Geçen sene bu zamanlarda kar yağmıyordu
Ve sen yanımda değildin, ısınmıyordu ellerim
Farz edelim,
Hayaller kurmadık birbirimizle ilgili,
Sevgimiz yoktu birbirimize karşı
Umutlar beslemedik birbirimiz için...
Bir birimiz vardı, bir de birimiz,
Aynı hayatı paylaşamayacak iki farklı insandık sevdiğim...
-Selin'S-

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÜLLERİ YAKAN DİYALOGLAR

Selin: Ben, Şiirlere ve yazılara isim bulmakta usta olan ben, Hissettiğim şeye bir ad bulamamakla birlikte, hissediyorum. Hislerim hala yaşıyormuş. Hadi kutlayalım bunu, bu gece ölmeyen hislere içiyorum. Ve aynı şarkıyı, aynı kişi için defalarca kez üst üste dinliyorum. Umut: Aynı şeyi aynı kişi için her gece hissetmekten farkı ne ki? Aynı insana yazmıyor muyuz ömrümüz boyu tüm şiirleri? Selin: Hissettiğin an, içinde yaşıyorsun bir şeyleri. Kaldı ki bence öylesi daha iyi, bazı şeyler bilinmemeli. Umut: Tavandaki karolari saymaktan gözlerim bozuldu. Biraz da sesim kısık şarkı söylemekten bağıra bağıra. Görüyorum... Selin: Göremiyorum. Ne alfabedeki harfleri, ne yazdığım şiiri... Ne hislerimi ne bir gün sonrasını… Boğuluyorum. Umut:  Bak, şimdi karanlık ama yine doğacak güneş. Biz dursak da dönüyor dünya, biliyorum. Yıka yüzünü okyanuslarla, dağlara tutun, taşları sevmiyorum. Kalk hadi. Selin: Okyanus güneşin yakıcı sıcağına da...

Artık Sevmiyorum Ba(ş)lıkları

Çocukken alıştığımız gibi devam ediyordu hayatım, Çünkü biz sesi bile çıkmayan bebekleri uyutmaya çalışıyorduk küçücük dizlerimizde... Olmayan sobalara kesilmemiş ağaçlar atıp yanmasını izliyorduk, Hatta benim bir battaniyem vardı, turuncu, yarım, yaprak desenleri üzerinde Ben onu çırpamazdım, üzerinden yapraklar dökülmesin diye... Bir şeyler yine sahteydi çocukluğumda ama mutluydum... Olmayan aşkına tutunup, olmayan bir adamı seviyorum şimdilerde. Bazı şeyler kadar sahte olan bu durumda şimdi neden mutlu olamıyorum? Beş yıl kalmıştı otuz yaşıma, Nereden bakıldığına bağlı olarak çok genç ve çok yaşlıyım... Elimde dolunay çizelgesiyle geçişini izlerken ayların Aylar kendine yuva edinir kaplumbağa kabuklarını bayım Çığlardır parlayan gökyüzünde, Yıldızlar soğuktur aslında, Bir başka gezegende bile siz varsanız hayat vardır Ben yine kelimeleri yanarken soğuktan donan bir şehirde Sizin verdiğiniz nefesleri almaktayım... Üç defa da öldüm üstelik, gerçek birer ölümdü h...

İyiliğimde

       Yıkanmış gri beton merdiven kokusunu içime çekerek, soyulmuş duvarlarını izlediğim apartmanı kat be kat aşıp, anlamaya çalışıyorum. Yıpranmışlığı kadar yıkanmış, sorduğu kadar soyulmuş boyaları. Yüzümün akmış rimelleri ve ağladıkça artan gözyaşı kokusuyla; ben bir apartman mıyım? Her katımda farklı hayatlar, derinlerimde huzursuz fareler ve kaçık solucanlar ile ben de böyle sıkıcı mıyım? Yeni yıkanmış bir merdiven kokusu kadar yanıltıcı hayatım.      İyiyim. Hiç içmemiş olana, rakı kokusu kadar iyi. Kalbimi şöyle bir söküp, helallik aldıktan sonra bitirecek kadar iyi... Üzerimden bir motor geçmiş de "Bu da mı gol değil?" demiş olacak kadar iyi... Hâlâ sevgisizce yaşarcasına öylece... Sarı bir şiirde sadece "öylesine" kelimesine aşık olacak kadar iyiyim ve olmak istemeyecek kadar. Henüz hayata geçememiş planlar kadar, yanlış alınmış kararlar, yanlış anılmış şairler gibi, bundan sonraki yaşanacak yıllarda yanıp, hiç sönmeyecekmişçesine iyiyim. Teş...