Sokak lambalarının ışıkları yavaş yavaş yanıyordu… Bu cümle olmadı sanki hata ettim. Sokak lambalarının ışıkları birden bire yandı. İlk önce tereddüt eden bir ışık çırpınışı, ardından bir parlama. Sokak… Belime sarılıp beni ısıtmaya çalışan sen’in omuzlarına başımı dayayarak yürüdüğüm sokak. Yokluğunda yalnız yürüdüğüm sokak. Kavgalarımıza, kahkahalarımıza, sevgimize tanık olan sokak... Değiştirmem gerekti hayatımı, gitmem gerekti buralardan. Asla inanmadığın sevgimi bırakıverecektim şehrin havasına, bir daha kış olmasın diye… Sana yazıp, gözyaşlarıyla yıkadığım mektuplarımı gömecektim evinin bahçesine, çiçek çiçek açacaktı onlar, aşk aşk kokacaktı. Kafama koyduğumu yaparım biliyorsun, gidemedim, olur da dönersen geri, bıraktığın yerde bul istedim. Şehrin havası yavaş yavaş soğuyordu… Aslında hiçbir şey yavaş yavaş olmazdı bu şehirde, ama bu kez oluyordu. Geçen senenin bu zamanlarını hatırladım, üşümezdi ellerim. Varlığına o kadar alışmışım ki sevdiğim, yokl...