Ana içeriğe atla

SU ve AŞK

Su da, aşk da çırpındıkça boğar ve batırır insanı...
İşin içinden çıkmaya çalıştıkça dibe çekilirsiniz
Ya her gün ölür,
Ya da bir kez gömülürsünüz.
Suda ve aşkta, ilerlemeyi bilmiyorsanız
Ne yapacağınızı şaşırıp
Bir kaybetme korkusuna kapılırsınız.
Birinde 'can'ını
Diğerinde canını...
O can kayar gider habersizce, aniden
Ve kurtarmak için hiçbir şey gelmez elinizden.
Su da, aşk da sırılsıklam eder insanı
Ve öylesine hoş bir histir ki bu
İstemezsiniz bile üstünüzü, başınızı
gözyaşınızı
kurulamayı.
Su, aşkın gözyaşıdır,
Aşksa, suya hasret...
Öylece bekler kavuşmayı.
Aşk da, su da varoluştur, yaratılıştır.
Ve ne tezattır ki,
İkisi de yok eder kendisine kapılanı...
İkisi de ne güçlüdür
Oysa ikisi de affetmez,
kendisine yapılanı.
Aşk da, su da eğer soğuksa dondurur
İnsanın kalbini bedenini...
Ve bir andan sonra öyle bir noktaya gelirsiniz ki,
İstemezsiniz bir daha ısınıp çözünmeyi
Başka sularda
Başka bakışlarda...
Bakışlarınız donuktur artık, tepkileriniz donmuştur
Ve hafıza tamamen silmiştir, hatırlamazsınız
En son ne zaman gülümsediğinizi...
Akar gider su
Deler geçer aşk.
Anılar ve bir kaç resim kalmıştır elinizde
Zamansız gözyaşları sebebidir bu
Yakalar sizi kıskıvrak...
Tout est par amour et
Tout est par l'eau...
Selin'S

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÜLLERİ YAKAN DİYALOGLAR

Selin: Ben, Şiirlere ve yazılara isim bulmakta usta olan ben, Hissettiğim şeye bir ad bulamamakla birlikte, hissediyorum. Hislerim hala yaşıyormuş. Hadi kutlayalım bunu, bu gece ölmeyen hislere içiyorum. Ve aynı şarkıyı, aynı kişi için defalarca kez üst üste dinliyorum. Umut: Aynı şeyi aynı kişi için her gece hissetmekten farkı ne ki? Aynı insana yazmıyor muyuz ömrümüz boyu tüm şiirleri? Selin: Hissettiğin an, içinde yaşıyorsun bir şeyleri. Kaldı ki bence öylesi daha iyi, bazı şeyler bilinmemeli. Umut: Tavandaki karolari saymaktan gözlerim bozuldu. Biraz da sesim kısık şarkı söylemekten bağıra bağıra. Görüyorum... Selin: Göremiyorum. Ne alfabedeki harfleri, ne yazdığım şiiri... Ne hislerimi ne bir gün sonrasını… Boğuluyorum. Umut:  Bak, şimdi karanlık ama yine doğacak güneş. Biz dursak da dönüyor dünya, biliyorum. Yıka yüzünü okyanuslarla, dağlara tutun, taşları sevmiyorum. Kalk hadi. Selin: Okyanus güneşin yakıcı sıcağına da...

Kararınca Karıncalar

Çok normal bir cümle içerisinde fark ettim yalnızlığımı, Şimdiye kadar olmaktan keyif aldığım bu durum Ağır ve ciğerlere inmeyen bir nefes gibi dizildi boğazıma Aslına bakılırsa yalnız sayılmazdım öyle çok da Kararınca karıncam vardı, Yetecek kadar şarap ve peynir, Benim olmayan bir aile, Kocaman bir aşk belki karşılıksız belki karşılıklı, Kırık kitaplığım vardı hislerimden hallice İzlediğim unuttuğum filmler, Gidip de gezemediğim şehirler Ve tonlarca soru işareti ile dolu bir beynim... Kalabalığı daha kısa özetleyemezdim. Selin'S

Artık Sevmiyorum Ba(ş)lıkları

Çocukken alıştığımız gibi devam ediyordu hayatım, Çünkü biz sesi bile çıkmayan bebekleri uyutmaya çalışıyorduk küçücük dizlerimizde... Olmayan sobalara kesilmemiş ağaçlar atıp yanmasını izliyorduk, Hatta benim bir battaniyem vardı, turuncu, yarım, yaprak desenleri üzerinde Ben onu çırpamazdım, üzerinden yapraklar dökülmesin diye... Bir şeyler yine sahteydi çocukluğumda ama mutluydum... Olmayan aşkına tutunup, olmayan bir adamı seviyorum şimdilerde. Bazı şeyler kadar sahte olan bu durumda şimdi neden mutlu olamıyorum? Beş yıl kalmıştı otuz yaşıma, Nereden bakıldığına bağlı olarak çok genç ve çok yaşlıyım... Elimde dolunay çizelgesiyle geçişini izlerken ayların Aylar kendine yuva edinir kaplumbağa kabuklarını bayım Çığlardır parlayan gökyüzünde, Yıldızlar soğuktur aslında, Bir başka gezegende bile siz varsanız hayat vardır Ben yine kelimeleri yanarken soğuktan donan bir şehirde Sizin verdiğiniz nefesleri almaktayım... Üç defa da öldüm üstelik, gerçek birer ölümdü h...