Ana içeriğe atla

Kaçak



‘İnsanlar bana göre değil’ dedi kaçak.
Kaçtı tabiat ananın kollarına.
‘Tabiat bana göre değil’, dedi
Çok uzun sürmüştü yalnızlığı
Babasının omzunda ağlamak istedi
Gitti, sarıldı, tutamadı gözyaşlarını.
‘Babam, annem, bir aile hemen bunalttı’, dedi
Gitmek istedi kaçak
Ve gitti, ardına bile bakmadan koşarak.
Bir başkası anlam veremezdi belki
Ben anladım derdini.
‘Gel’ dedim, ‘dinlen biraz’.
Hayatta bir amacı yokmuş
Öyle söyledi.
Bomboş gözleriyle inceledi
-Türk kahvesini çok severmiş-
Tepsinin desenini.
Tepesi attı birdenbire
Ansızın çığlık attı.
Ürpertti beni bu beklenmedik tepki.
Kendinden bezmişti kaçak
Ama dünya üzerinde hiçbir yer yoktu
Kendisinden kaçacak
Sevmezdi vedalaşmayı
Ve vedasızca terk etti dünyayı.
Söz vermişti bana
Gelip anlatacaktı,
Ben bekledim, ayrı deliyim
O gelmedi, yine de bekledim
Ne bileyim…
Sırları vardı dilden dile dolanan
Kimsenin bilmediği, benim bildiğim
Şeffaf sırları vardı.
Nostalji dinlerdi kaçak
Notalardan kaçamazdı bir tek
Notalardı limanı.
Sevdi bir gün,
-Hayır kendini değil, bir başkasını-
Kendini sevecek kadar kısa yaşamadı zaten
Doldurdu minicik bir defterin
Tüm yapraklarını.
Özledi kaçak.
Bir süre sonra benimsedi de epeyce
Bu özlem olayını,
Özledi içten içe
Gözlemedi kimsenin yollarını,
Sevdi beklentiler içinde
En uç beklentisizlikle.
Ardında bıraktığı her şey bende kalsın istedi
Gitmeden önce.

Değiştim,
Kendimi de sevmiyorum onu sevdiğim gibi delice.
Kaçacak delik arıyorum bugünlerde.
-Sonum belli.-
Kaçamayacağımı biliyorum
Sıkıldığım ailem değildi,
Ne de insanlar.
Gücenik baharlar yaşadım
İsimlerinden nefret ede ede.
Uyaklar biriktirdim sana bir de
Hepini toplasan bir şiir etmez.
Ama sen yine de…
Sevmesen bile
Biraz olsun anla beni be…

-Selin’S-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÜLLERİ YAKAN DİYALOGLAR

Selin: Ben, Şiirlere ve yazılara isim bulmakta usta olan ben, Hissettiğim şeye bir ad bulamamakla birlikte, hissediyorum. Hislerim hala yaşıyormuş. Hadi kutlayalım bunu, bu gece ölmeyen hislere içiyorum. Ve aynı şarkıyı, aynı kişi için defalarca kez üst üste dinliyorum. Umut: Aynı şeyi aynı kişi için her gece hissetmekten farkı ne ki? Aynı insana yazmıyor muyuz ömrümüz boyu tüm şiirleri? Selin: Hissettiğin an, içinde yaşıyorsun bir şeyleri. Kaldı ki bence öylesi daha iyi, bazı şeyler bilinmemeli. Umut: Tavandaki karolari saymaktan gözlerim bozuldu. Biraz da sesim kısık şarkı söylemekten bağıra bağıra. Görüyorum... Selin: Göremiyorum. Ne alfabedeki harfleri, ne yazdığım şiiri... Ne hislerimi ne bir gün sonrasını… Boğuluyorum. Umut:  Bak, şimdi karanlık ama yine doğacak güneş. Biz dursak da dönüyor dünya, biliyorum. Yıka yüzünü okyanuslarla, dağlara tutun, taşları sevmiyorum. Kalk hadi. Selin: Okyanus güneşin yakıcı sıcağına da...

Artık Sevmiyorum Ba(ş)lıkları

Çocukken alıştığımız gibi devam ediyordu hayatım, Çünkü biz sesi bile çıkmayan bebekleri uyutmaya çalışıyorduk küçücük dizlerimizde... Olmayan sobalara kesilmemiş ağaçlar atıp yanmasını izliyorduk, Hatta benim bir battaniyem vardı, turuncu, yarım, yaprak desenleri üzerinde Ben onu çırpamazdım, üzerinden yapraklar dökülmesin diye... Bir şeyler yine sahteydi çocukluğumda ama mutluydum... Olmayan aşkına tutunup, olmayan bir adamı seviyorum şimdilerde. Bazı şeyler kadar sahte olan bu durumda şimdi neden mutlu olamıyorum? Beş yıl kalmıştı otuz yaşıma, Nereden bakıldığına bağlı olarak çok genç ve çok yaşlıyım... Elimde dolunay çizelgesiyle geçişini izlerken ayların Aylar kendine yuva edinir kaplumbağa kabuklarını bayım Çığlardır parlayan gökyüzünde, Yıldızlar soğuktur aslında, Bir başka gezegende bile siz varsanız hayat vardır Ben yine kelimeleri yanarken soğuktan donan bir şehirde Sizin verdiğiniz nefesleri almaktayım... Üç defa da öldüm üstelik, gerçek birer ölümdü h...

İyiliğimde

       Yıkanmış gri beton merdiven kokusunu içime çekerek, soyulmuş duvarlarını izlediğim apartmanı kat be kat aşıp, anlamaya çalışıyorum. Yıpranmışlığı kadar yıkanmış, sorduğu kadar soyulmuş boyaları. Yüzümün akmış rimelleri ve ağladıkça artan gözyaşı kokusuyla; ben bir apartman mıyım? Her katımda farklı hayatlar, derinlerimde huzursuz fareler ve kaçık solucanlar ile ben de böyle sıkıcı mıyım? Yeni yıkanmış bir merdiven kokusu kadar yanıltıcı hayatım.      İyiyim. Hiç içmemiş olana, rakı kokusu kadar iyi. Kalbimi şöyle bir söküp, helallik aldıktan sonra bitirecek kadar iyi... Üzerimden bir motor geçmiş de "Bu da mı gol değil?" demiş olacak kadar iyi... Hâlâ sevgisizce yaşarcasına öylece... Sarı bir şiirde sadece "öylesine" kelimesine aşık olacak kadar iyiyim ve olmak istemeyecek kadar. Henüz hayata geçememiş planlar kadar, yanlış alınmış kararlar, yanlış anılmış şairler gibi, bundan sonraki yaşanacak yıllarda yanıp, hiç sönmeyecekmişçesine iyiyim. Teş...