Ana içeriğe atla

GÖK KUŞAĞININ BAŞLANGIÇ NOKTASI

Aşk demişken
Aşk garip kokar.

Sevda, adının önüne gelen
Kara/siyah sıfatıyla
Akıllara yer etmiştir.
Bazı duygular doğuştan gelmez,
Sonradan edinilmiştir.
Böyle hisler  tek düze devam etmez,
Bir yerlerinden muhakkak incinmiştir.

Özlem demişken,
Özlem gece misafiridir.

Sevda diyelim yine…
Birkaç satırda kalacağını bile bile.
Sevda, antik bir sandıktan çıkar,
Ağır naftalin kokusuyla birlikte.
Sandığa kaldırmış olmanız fark etmez o hissi;
Muzurdur, çıkmaya yer arar
Ve yine yer eder hayatınızda
En umulmadık bir kişilikte.

Hayal demişken,
Hayal her yağmur sonrası gördüğünüzü sandığınız
Toprak kokulu gök kuşağıdır.

Sevda der şair,
Ne anlama geldiğini bile bilmeden der bunu
Uyak yapacak ya, sanki zorunlu.
Ben hep derim
Bu şairlerin var akıllarından bir (çok) zoru.
Sevda biter, geriye kalır
Cevaplanmamış bir yığın işaretsiz soru.

Soru demişken,
Çözümü yoktur sevdanın
İlmek ilmek düğümleri atamazsın
Sevda kan revan kokar
İnce ince acıtır yıllar boyu
Değip geçtiği yerden.

Söylenmemiş sözler var
Tatsız tuzsuz acılar.
Ben yaşadım derinden.
Git.
Bir umudum kalmadı senden.
Sadece garip kokulu sevda, özlem ve umudu yaşıyorum
Bir yağmur çiseliyor yine inceden
Bitmek üzere, ben hayal kuruyorum
Gökkuşağı grilerle başlıyor
Sözlerin şiirlerin en bol olduğu yerden.

Gök kuşağı demişken
Neden hiç bir ülkenin bayrağı
Gök kuşağı gibi değil?
Devlet adamları duygusuz da görmüyor mu
Bu sarsıcı halüsinasyonu

Nerdesin peki?
Özlüyorum.
Sanma unuttuğumu.

-Selin’S-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÜLLERİ YAKAN DİYALOGLAR

Selin: Ben, Şiirlere ve yazılara isim bulmakta usta olan ben, Hissettiğim şeye bir ad bulamamakla birlikte, hissediyorum. Hislerim hala yaşıyormuş. Hadi kutlayalım bunu, bu gece ölmeyen hislere içiyorum. Ve aynı şarkıyı, aynı kişi için defalarca kez üst üste dinliyorum. Umut: Aynı şeyi aynı kişi için her gece hissetmekten farkı ne ki? Aynı insana yazmıyor muyuz ömrümüz boyu tüm şiirleri? Selin: Hissettiğin an, içinde yaşıyorsun bir şeyleri. Kaldı ki bence öylesi daha iyi, bazı şeyler bilinmemeli. Umut: Tavandaki karolari saymaktan gözlerim bozuldu. Biraz da sesim kısık şarkı söylemekten bağıra bağıra. Görüyorum... Selin: Göremiyorum. Ne alfabedeki harfleri, ne yazdığım şiiri... Ne hislerimi ne bir gün sonrasını… Boğuluyorum. Umut:  Bak, şimdi karanlık ama yine doğacak güneş. Biz dursak da dönüyor dünya, biliyorum. Yıka yüzünü okyanuslarla, dağlara tutun, taşları sevmiyorum. Kalk hadi. Selin: Okyanus güneşin yakıcı sıcağına da...

Artık Sevmiyorum Ba(ş)lıkları

Çocukken alıştığımız gibi devam ediyordu hayatım, Çünkü biz sesi bile çıkmayan bebekleri uyutmaya çalışıyorduk küçücük dizlerimizde... Olmayan sobalara kesilmemiş ağaçlar atıp yanmasını izliyorduk, Hatta benim bir battaniyem vardı, turuncu, yarım, yaprak desenleri üzerinde Ben onu çırpamazdım, üzerinden yapraklar dökülmesin diye... Bir şeyler yine sahteydi çocukluğumda ama mutluydum... Olmayan aşkına tutunup, olmayan bir adamı seviyorum şimdilerde. Bazı şeyler kadar sahte olan bu durumda şimdi neden mutlu olamıyorum? Beş yıl kalmıştı otuz yaşıma, Nereden bakıldığına bağlı olarak çok genç ve çok yaşlıyım... Elimde dolunay çizelgesiyle geçişini izlerken ayların Aylar kendine yuva edinir kaplumbağa kabuklarını bayım Çığlardır parlayan gökyüzünde, Yıldızlar soğuktur aslında, Bir başka gezegende bile siz varsanız hayat vardır Ben yine kelimeleri yanarken soğuktan donan bir şehirde Sizin verdiğiniz nefesleri almaktayım... Üç defa da öldüm üstelik, gerçek birer ölümdü h...

İyiliğimde

       Yıkanmış gri beton merdiven kokusunu içime çekerek, soyulmuş duvarlarını izlediğim apartmanı kat be kat aşıp, anlamaya çalışıyorum. Yıpranmışlığı kadar yıkanmış, sorduğu kadar soyulmuş boyaları. Yüzümün akmış rimelleri ve ağladıkça artan gözyaşı kokusuyla; ben bir apartman mıyım? Her katımda farklı hayatlar, derinlerimde huzursuz fareler ve kaçık solucanlar ile ben de böyle sıkıcı mıyım? Yeni yıkanmış bir merdiven kokusu kadar yanıltıcı hayatım.      İyiyim. Hiç içmemiş olana, rakı kokusu kadar iyi. Kalbimi şöyle bir söküp, helallik aldıktan sonra bitirecek kadar iyi... Üzerimden bir motor geçmiş de "Bu da mı gol değil?" demiş olacak kadar iyi... Hâlâ sevgisizce yaşarcasına öylece... Sarı bir şiirde sadece "öylesine" kelimesine aşık olacak kadar iyiyim ve olmak istemeyecek kadar. Henüz hayata geçememiş planlar kadar, yanlış alınmış kararlar, yanlış anılmış şairler gibi, bundan sonraki yaşanacak yıllarda yanıp, hiç sönmeyecekmişçesine iyiyim. Teş...