Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İki Olsam?

Ben bir tencere olsam, Bütün iyi niyetlerim yenilmiş ve dibim sıyrılmış olurdu. Kapağımı bulamazdım örneğin, Yuvarlanamazdım... Dibim tutardı, yanardım pişmekle kalmayıp Kararırdım, çok kararırdım... Ben bir alkolik olsam Sadece anlamlara ve dolunaya kadeh kaldırırdım. Eğer ben, bir kadeh olsam Kan kırmızı kutsallığa boyanır Ve eğer kurt olsam bir r çıkarıp içimden Kendimi kutsardım... Ben bir tanık olsaydım Yamalı tahta tanık koltuğunda oturarak İdam edilen umutları izlemek yerine, Gidip sadrazamın tahtına kurulurdum. Her koltuk özünde birdir ne de olsa Her insan özünde birdir. İnsan olurdum... Ben bir şiir olsam, Şaraba gömerdim başlığımı... Sonra, Boğulurdum... Selin'S

Mahcubiyet Tezatları

Bir kaç meleğe mahcup olmamak için nefes alıp veriyorken Öyle çok yoruldum ki, kalbimi çıkarıp koydum bir kenara, hiç düşünmeden Balona ağır gelen cisimleri ağıtlarla aşağı bırakan bir adamdı Şehrimde şarkıların ölmüş olma sebebi... Oysa bir insan ölmüş olamazdı, çünkü ölmek ve olmak O'nunla benim kadar zıt kavramlardı. Bu yüzden bir şarkıya nakarat olduk sevgilim Bizi biz yapan, aramızdaki tezatlardı.... Selin'S

Masumane Katliamlar

Bıçaklar bulutları dilimliyor her gün, Rendelerden geçiyor hepimizin hayalleri Satır darbeleriyle olgunlaşıyor belki birileri Sonra satır satır kanlar döküyor da, Hatır için okunmuyor, dizeleri... Sen gelmemiş olsan belki, Saatin akrebi, yelkovanı zehirlerdi. Oysa diyorum bazı zehirler ne güzeldi Senin gibi, tenin gibi, aşk gibi... Her şeyin katliam yapabildiği bu hayatın Tek yaratıcısı sesin şimdi... Selin'S

Sardunya Terazisi

Kaplumbağanın ölümünü hatırlıyordum, Yaratılırken dünya kimse özenle çalışmamış  İnsanın yapım aşamasında... Boyun bağını bağlamayı unutan bayları düşünüyordum Çelişkilerinin çatırtısını yansıtmış içinden Laf olsun diye yapmış yaptığı işi, çamur misali... Dilimden kaldırımlara yağan kara şarkılar düşürüyordum Ve düşürüveriyordum, ceketimin cebinde kalmış son sigarayı Karlara... Armağan ediyordum, ne olurdu kanıma karışmasa? Peki ya kurumazsa Ve ya duyuramazsa sesini, Boyun bağını bağlamayı unutmayan bay şiirli efendi Harcanır ve silinirse bizim gibi...? Sardunyanın ölümünü hazırlıyorum. Bir kibrit, bir kalem ve bir tabut bu gecenin esiri... Kaplumbağa ve sardunyayı aynı kefede tartıyorum da, Siz söyleyin, yok mu şu kefenin bir cebi? O zaman siz söyleyin Biz, Böyle... Selin'S
Sonra yalnız insanlar Bu soğuk kış gecelerinde Erkenden pijamalarını giyip uyuyorlar. Belki o en sevdiğim Okur da dizelerimi Dizleri eskimiş bir pijamayı atar üstünden Biraz yürür sonra soğukta Rüzgara kafa tuta tuta Hayatın anlamını anladığında Belki bir sebep bulur da Arar beni. Yalnız tipler böyledir işte, Bir umuttan bir diğer umuda Konar durur da Üşümez kanatları.... Sonra yalnız insanlar, Sonra neden yalınız? Selin'S
Dünyayı ben kirletiyormuşum gibi bir his var içimde Ben olmasam daha mı temiz, daha mı güzel olacak şu dünya?

Biliyorsun Aslında

Nasılım biliyor musun? Bir karga ağlıyor benim yerime Bir kavga kopuyor içimde O hiç susmayan, Allah vergisi iç sesimle Karanlık yine gündüzüm dediğim Ya soluyor, ya dökülüyor dizelerim Anlamları kaybolmasın diye Kelimeleri birleşik yazacak haldeyim... Neredeyim biliyor musun? Sendeyim. Hem de ilk kez, hem de sen yokken Bir derin keder havasını bir büyük yudumla dinliyorken Şşşş, ağzında üzüm varken konuşma Dökülmesin tanelerin Tam da olmuyor derken, Başımı koyduğum yerdeyim. Ne diyorum biliyor musun, Hani delilik dediğimiz o kel dede Anlatırken masallarını, başımız dizlerinde Ben öylesi bir hayatı özlüyorum Kelimesiz, karmaşasız, sade Ve ölülerimi gömüyorum Çünkü çok sık oluyor bu, çok erken ölüyor hislerim de Durduramıyorum... Ne diyorum biliyor musun? Hala çocuk rüyalarım... Çocukluğumu geri istiyorum. Neredeydim en son? Şimdi tam da o keskin çizgide ben, Deliriyorum.... Selin'S
Bu topladığım ölü gözyaşları mı, yağmur damlaları mı Nasıl da güzel parlıyor... Bıraktığım notaların üzerine serpiştirsem Dinlerken ağlar mı, ya da ben giderken bu şehirden Faydasızlığım fayda mı birilerine Ya da yokluğum umut? Birgün gelir ben de dökülür müyüm dillerden? Ya da bir şiir kitabı olur mu benden? Buram buruk ben kokan Durağan, duruk, ben olan Umursamazlığın mutlu ettiği yerdeyim O yerdeyim işte, Bir gözü toprağa, Diğeri dağlara bakan...
Bir amacı olmalı işte, Seni sevdiğim kadar nefret edişimin bir amacı Uç uca eklenen sigara dumanlarının... Halbuki bir kadın güçlüyse ve direniyorsa Bir amacı yoktur halt etmekten başka hayatın Kadının yaradılışının özüne, ruhunun hassasiyetine Hakaret etmekten ve görmezden gelmekten başka Bir amacı yoktur anıların.

Fransızca İntihar

Fransızcayı bağıra çağıra konuşmak istedim doğarken, Zoraki unuttum bir aşk dolusu Fransızca sustuğumda Bana mı sesleniyordu Louis ağzında salya salya küfürlerle?... Oysa kimse görmemiştir beni gece vakti, kaldırımlarda. Fransızcayı susuyordum ve düşüyordun meteor yağmurlarıyla... Balya balya saman taşıdığım otağları saygınzadelerin, Kükürtle yıkanan kurt damarlı kürt kanından Ama saygılarını duyuyordum, saygı duymak Öyle bir ses olmadığında duyduğum kaygıya eş değer bir saygı. Kaygı duymak dedim de, her sabah saat üçte bir kulağım çınlardı Ve ben çığlardım kar kar kokan Bildiğim tüm kelimeleri meze yaptım sonra yanında kedinin Sobaydı derdim, Son aydı. Son ayrı- Benle beni toplasan bir kıyamet olmazdı. İtalyanca susuyorum şimdi, cinayet dilinde Ve ne kadar sussam Ve ne kadar şuursuzsam Bir o kadar bitik bir cinnet dilimde Müzikal kalitesini muziplik abidesi hurçlar yükleyip kaldırdığım şiirlere sorun beni... Kışın sobada çıtır çıtır yanan oyuncak bebeklere Ve hat...

KARGAŞA İÇİNDE KARGA OLABİLMEK

Tüm korkularımı kargalara yükledim, Ve bütün karanlığını gecenin Kargalara... Sonra dönüp baktım içimdeki kavgalara. Korkularım kargalarla yarışırken karalar bağlayan kavgalar Uçup gittiler karanlıkların içinden Karıştılar yıldızlara... Kargacık burgacık yazılar yazdım suya Söz uçtu, yazı kaldı, sular çekildi Ve meyve versin diye dualar ettik çatlamış topraklara... Karga uçtu, tüyü kaldı, bir hüzün gibi siyah Ben ölmeseydim ve öldürmeseydim Geceleri çalacaktım gökyüzünden daha. -Daha neler!- Yalanlar söylüyordu bir kara karga... Her insan biraz hırsız ve biraz ahlâksızdı özünde, Ne çıkardı biraz da katil olsa..? En büyük korkumdu karga, Ne kadar da asil duruyordu, bilgindi üstelik bir o kadar da Ölüsünü gömmeyi öğretti insana, Dirisini sevmeyi, Gururlu olmayı bazen, gidebilmeyi... Biz ise diş bilemiştik, bilgiye ve aşka Biz ki bilememiştik yaşamın anlamını Ölüm, ağlayarak izlediğimiz bir filmmiş oysa Ne çıkardı her karga biraz insan Her kavga biraz barış Ve ...

Olay Yeri Simgeleme

-Kaza neden oldu? -İki hissin, hızla birbirine yaklaşırken aniden korkup, direksiyonu kırmaları sonucunda uçuruma yuvarlanmasından mütevellit... -Tamaaam, tamam. Kaç ölü, kaç yaralı? -Bu yoldan gelen aracın içindeki kadın hislerin kan kaybından, olay yerinde yaşamını yitirdi. Karşı taraftan gelen adam şu an yoğun bakımda. Yaşamsal fonksiyonları normale dönse bile yeniden sevemeyecek. -Kimlikleri belli mi? -Değil, efendim. -Eh, hâliyle... Anonimdir aşk. Sen kimsin peki? -Adım, Vuslat. Ben de o ikisine yetişmeye çalışıyordum. Geç kaldım, biraz da benim yüzümd... -Alın bunu içeri! -Ama efendim, o zaman mutlu aşk olmaz. Beni içeri alırsanız hasret kol gezer ve hiç kimse kavuşamaz. -Seneler önce söylemişler "Mutlu aşk yoktur." Alın, dedim. -Efendim yapmayın. Planlı bir durum söz konusu değil, isminizi bahşeder misiniz? -Ben, Acı. --- Selin'S

Olmayan

Özellikle bir yaşam diplomasıyla belgelenmiş Ve özellikle Ankara'da Hele hele, bir kış ayında edilmiş intiharı Ayakta alkışlamalıydınız oysa... Farkeden hiçbir şey yoktu oysaki Tdk'nın getirmiş olduğu "hiç bir" kelimesinin ayrı yazılacak olması kuralı dışında Küllenmemiştik henüz Ve tükenmemiştik. Ben olmazsam beni sevmen daha kolay biliyorum. Ve özellikle Ankara'da Ve özellikle planlanmış bir ölüm öncesinde Yirmi dört saatin yirmi beşini Seninle geçirmek istiyorum. Kafam ne kadar karışıksa Ve ne kadar dengesizsem İşte, seni ben o kadar o kadar seviyorum.  Selin'S

Ölüm Masalı

Kim fark edebildiyse dizelerimde yaşamak istemediğimi Kim görebildiyse intihar eğilimimi İşte ona bir ödül, İşte ona bu şiir... Gitsem diyorum, Çünkü "hayatın neresinden dönülse kâr" mış. Çünkü, bazı insanların üstüne yazın bile kar yağarmış. Sevdiği başkayken, seveni başkaymış Baş kaldıramamış... Kaldırıma uzanmış sonra, Öylece kalakalmış. Jehana aşıkmış, Cihana değil. Kaldı ki iki cihan bir araya gelse yine de sığamayacak kadar geniş bir ruhu varmış. Taşı obsidiyen, gezegeni dolunaymış, Gözleri dolduğunda ağlayamamış. Güven denen şeyi zaten sağlayamamış. Sonra bir sabah, bir de bakmış... Selin'S

Sahipsiz

Ve dolunaya bağladığım halata deliliğimi asıyorum. Delilik diyorum, İnsan, istediklerini bir kenara koyup, istemediklerini yaşayınca İçindeki anne/baba bir şeyler için sürekli kendisine bağırdığında Sevdiği insanı -bir sebepten- müsait bir yerde indirip Sevmediği  ile yolu tamamlamak zorunda kalınca, Delirir, diyorum. Kendimden biliyorum. Sonra... Sana ait bir not buluyorum, Öğrencilik yıllarımdan kalma bir defterin içinde, öylece duruyorsun... "Doğum günün kutlu olsun" diye bitirilmiş bir mektubun Kendisine gönderilmeye cesaret edilmemiş mağdurusun. Zaman kavramında geri dönüşün en kayıp yolcusu, Dolun dolun ya da ay ay bir hissin kovuğunda Sahi, sahipsiziz aslında... Ne zaman ki rüyamda seni görsem, beni duyarsın sanki, Sonra bir haber gelir senden, beklemediğim bir anda. Hayat diyorum, yaşamayı çoktan geçtim. Hayat diyorum, İçinde bir kaç güzel insanımın da olmadığı bu hayatı, ben istemiyorum. Ve ah, Hâlâ çok gençsin, hâlâ çok güzel... Kelimelere sığd...