Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

AYNI DEĞİL

Ben, sizden farklı olarak, Şanssız olduğumu hiç düşünmedim. Saçlarım düz diye, bir kez olsun üzülmedim. Elimde olsa, yine annemi ve babamı seçerdim. Üzdüğüm her insan için, bir farklı telafi yolu bulup Güldürdüm yüzlerini, hiç boş vermedim... Ben, sizden farklı olarak, Tutkuları öldürmedim. Ve yaşamın vurdumduymazlığını veliaht ilan edip Bir gün tüm hayatı yönetmesini hiç beklemedim... Veya sen, Diğerlerinden farklı olarak, Şimdiye kadar yazılan tüm dizelerimin  Sana atfedilmesini, söyle istemez miydin? Ben, sizden farklı olarak, Sevilmeyi beklemedim. Aşktan sadece tek bir beklentiye sahiptim: Seveyim, ilham alabileyim ve yazayım istedim. Karşımdaki insanın sadece buna izin vermesiyle yetinebilirdim. Ne kadar azını istediysem, bir o kadar eksildim... Ben, sizden farklı olarak, Fark nedir bilmezdim. Sizin dinlemediğiniz şarkıları aşkla dinlerdim. Sonra... Evet, ben de sizin gibi göz yaşı dökerdim Ama kendi yaşlarımı hep kendim sildim. Ben, sizinle aynı ol...

Bir Nazım ve Bir Piraye

Belki bilirsin Nazım ile Piraye'nin aşkını... O renkli gözlü, dev yürekli asil adamın sevgisini paylaşan, kızıl saçlı, şiir bakışlı Piraye'yi belki duymuşsundur... Öyle bir aşk ki, destanlar yazdırmış adama, o bekleyiş dolu sürgün yıllarında... Evet, öyle bir aşk ki, Piraye'nin ona olan sevgisinden yazılan mektuplar, halı olmuş serilmiş yollarına... Nazım'dan: ''Artık her gece mi her gece rüyalarıma giriyorsun. Rüyalarımın içinden kızıl ışıklı başın kocaman bir güneş yığını gibi akıp geçiyor. Ve ben her sabah içim aydınlık ve sevinçle dolu olarak uyanıyorum! Ve sanma ki uyandıktan sonra demir parmaklıklı taş duvarlı hakikatla karşılaşınca birdenbire ayılıyorum? Hayır. Rüyam bazen öğle sıcakları basıncaya kadar içimde renkleri ve sesleriyle yaşıyor…Seni ne seviyormuşum meğer!'' (18 Temmuz 1933) Piraye'den: ''Güler yüzlü olur muyum, bilemem ama,senin yanında her zaman dünyanın en bahtiyar kadını idim, öyle de kalacağım.Kocasından,on sene...

Nerde Görsem Tanırım Seni

Gün boyu yüzümü kaplayan bir gülümseme Kelebeklerin görünmez renkleri ve Duyulmayan kanat sesleri.... Kışa rağmen tüm benliğimi saran bir sıcaklık... Ve kar-kuşağı, doğanın mucizesi Aşk bu! Nerede görsem tanırım. Belki gözlerimi kapatıp teslim olmalıyım... Belki de arkama bile bakmadan kaçmalıyım. Sonunu bildiğim, sonunu sevmediğim bir masal kitabı aşk Ben tekrar yazana kadar söz verdim kendime Yeniden okumayacaktım. Ama bir umuttu ille, Ama bir umuttu işte, Belki bu sefer farklı bir sona  başlayacaktım. Ama bir umut, insan bekliyor işte, Ne olursa olsun sözüm var kendime, Masaldaki büyük anne ölse bile Bu kez ağlamayacağım.... Selin'S

ÜNSÜZ SERİ KATİL 'MADAM MUSTANG'- KISIM IV.I

Kısım IV Bir Ayin Tanığı Levililer 19/34: « Ülkemizde bir yoksul senin misafirin olursa, ona sizden biri gibi davranacak ve onu kendiniz kadar seveceksiniz. Çünkü Mısır'da siz de yoksuldunuz.» Burada anlatacaklarım, bundan sonraki tüm hayatımı etkileyecek olması açısından büyük önem taşıyor. Babamdan, annemden, evlilikten söz açmışken, şu konuya açıklık getirmek istedim: Aşk kavramı bende yoktu, hiç olmamıştı ve evliliğe inanmıyordum. Evliliğin gerekliliğine inanmıyordum. Ta ki… Çalıştığım bankanın arka tarafındaki mutfaktan su almak için gittiğimde, telefon konuşmasına şahit olduğum bir iş arkadaşımı günahlarından arındırana kadar… Muhtemelen eşiyle bir telefon görüşmesi yapıyordu: -Günlerdir bizde ve ben onun varlığından rahatsız oluyorum. Dün eve erkek arkadaşıyla geldi. İçeri girmemiş olabilir ama neden başka birisi benim nerede oturduğumu bilsin ki! (Sessizlik) Şu şartlarda çocuğunu kaybetmiş olması umrumda değil Luc! İş bulabilir, ev bulabilir, neyi nereden b...

MUCİD-İ HÜSN

Bir kez daha yüzümde bir gülümseme oluşur muydu, Aklıma geldiğinde bir başka isim? Ve bir kez daha sevinebilir miydim Kendimden başkasının sevinci için? Hayallere dalarken karşımda durur muydu, Sanki canlıymış gibi, bir kaç resim? Çıkabilir miydi eskiye dair ne varsa aklımdan? Sesini bile özlemeyi geçtim, Yeniden canlanabilir miydi ruhum ya da Tazelenebilir miydi tekrar sevgim? Cevapları bende yok ama biliyorum ki Sen denemeye değerdin... Şimdi, içimi acıtmayacak yeni şarkılarımız olsun senle Güzelinden bir kaç anı biriktirelim Baktıkça gülümseyebilmek için, maziye... Geçmişleri toprak altına gömüp, sade bir merasimle, Kanıtlayalım sevgiyi, 'Sadece bir kez aşık olur insan', diyen herkese... Sen, günün içindeki parlak mavi Sen, hayatın içindeki neşe... Sevgi, benim değerli bir parçam Sevgi, gönüllerde mucize... Gülümsemeye değecek kadar kısadır hayat, Bazen sonun kaçınılmaz olduğunu bilsen bile... Selin'S

Dört Dakika Şiiri ve Dört Bin Asır

Ya da belki, Benim tarafımdan sevilmenin nasıl olacağını merak ediyordu sadece... Ben de, onu sevmeme izin versin istemiştim kendimce. Bıraksam satırlarımı ona doğru koşsalar derken bile Sımsıkı tutuyordum dizelerin dizginlerini, ellerimde... Ya da belki Bir şiir olmaya özenmişti adam, Okuyanların gözlerinde... Yahut bir gün, Çıkıp gelsem sana, bir kucak dolusu kelimeyle Ve sen hiçbirini anlamasan, işte o zaman Tam olarak o zaman işte, Bin parçaya bölünür kalbim ve dağlanır yine Bu kez kaldıramam acının aynısını Ve bu kez saklayacak bir yer kalmaz hislerimi, kalbimde... Bir zamanlar belki, Eskilerden bir tarihte görseydim seni, Aklıma gelmezdi adın her saatin başı, ortası ve sonunda O zaman yaşamak lazım ve yaşatmak, geleceği... Sözler desen, his rüzgarıyla umuda yelken açan bir gemi, Bense söz verdim kaleme, akıttım gözlerimden sayfalar dolusu mürekkebi... Bu kez de benim gözümle görsünler, Bu kez de benim kalemimden sevsinler seni... Ya da belki, Kış ge...

ARTÇI SATIRLAR

Kasımpatılar, kasımda patladı Ben ne renk olduklarını bile görmedim. Kardelenler delip geçecek şimdi Bu bembeyaz karları, Bir ben, senin soğuğuna direnemedim... Ödül oluyordu sarıldığımız saatler, Ödünler veriyorduk ve kar kalıyordu özlemler Ödüm kopuyordu bir de, boğacak beni diye Sensizliğin resmi olan gölgeler... Dolunayın içi bomboş artık, Dolmuyor içine sahte ışıklar Şeytanın yüzü bir yerlerden tanıdık, Hüznün gözlerinde, doğuyor karanlıklar... Ayrılığın acısında harcanıyor rüyalar... Yine de şanslı saymam lazım kendimi, Hiç aşık olmadan ölenler var. Yine de üzülüyorum bize. Bittiğimize. Bir olmak bir dert, hasret kalbe zarar... Bulduktan sonra kaybetmek acı verir, Ayrılıklar can yakar... Gel, büyüyor sana dair içimde Bastırılamayan isyanlar... Keşkelerim çok olmasaydı keşke bu kadar... Selin'S

MİSİNA

Pek çok şiir ve söz yazılmıştır aşk üzerine, Sanki hepsi aynı his, hepsi aynı hikaye Ve sanki hepsi, aynı kişiye... Tekrardan ibarettir sevda literatürü belki sadece Kimdi bu sevgili, kim bilir nerede? Seni yazmamamın tek sebebi budur belki de, Bulamasınlar seni, saklı kal bende... İlham sinekleri üşüştü başıma, yine... Oysa vaktim de yok, oturup saatlerce Birbiriyle uyumlu, başıboş birkaç kelime ile Kalbimdeki özlemini tasvir etmeye... Oysa hevesim de kalmadı artık, ümidim de... Her bir hissim kayboldu senle birlikte. Isınmak için çay içerdik, soğuk günlerde Bilmezdik ki, kansızlık yapacak ve daha çok üşüyeceğiz... Sevmek için severdik bazen sadece, Bilmezdik ki, sonunda bir daha sevemeyeceğiz... Hem zaten, Sevginin parçalayıcı sonunu nereden bileceğiz? Söylesene, sevdiğine inandırıp, yok olup giden sen! Artık bir başka göz rengini nasıl seveceğiz? Esin kelebekleri üşüştü başıma yine. Çok soğuktu kalbim, Çok soğuktu. Yaşamadılar çeyrek gün bile... Oysa v...