Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Çocuk Kalbi

 Ben kusurlu bir fırça darbesinden doğan eşsiz bir renk olarak, eşi olan renklere gıpta etmesem olmaz. Lekesi olmayan sayfalara imrenerek baktığım kadar, bakışların lekeleri var sayfalarımda... Ne bir çılgınlık, ne de bir düş belirtmeden geçmezsem sonraki satırlarım da duyulmaz. Büsbütün bir gerçeklik var, şanssızlık kadar klişe ve hayatımın tam ortasında... Çocuk kalbime zeval olmaz, Merakla sorar tüm sorulmazları, ısrarla bağışlar tüm hataları ve sevgiyle yaklaşır hayata. Çocuk kalbime zeval olmaz, Eğer zavallı bir elçiyse ve kurtulamamışsa çalınmışlık hissinden ne yapsa da Rengimin bir tonu yok, ısrarla sorulsa da... Selin'S
 Yükseklerdeki o kuşların çığlıklarını ben duyuyorum sadece, çünkü hassastır kulaklarım; ruhum kadar olmasa da... Alçaklardaki o insanların riyalarını ben görüyorum sadece. Öyle bir iki çift artı bir göz verilmiş gibi bana; içim acıya acıya reddedemediğim tek şey kendimken üstelik, öylece yürüyorum. Ben hızlı değilim ama yol mahvediyor bedenimi , yürüdükçe eksiliyor, gördükçe eskiyor, duydukça yükseliyorum. Selin'S

Sana Susarken

 Çok gürültü vardı, Dümeni çevirmeye çalışırken dalgalarda, Huzurlu yaşamaya çalışırken insanlarda, Bir iki dakika çalmaya çalışırken zamanda... Ben, sana sustum. Çok oyunlar vardı Ölümle yaşam arasında Kalple kırılma sınırında Bazen hislerde, bazen de gözyaşında, Ben, sana ben oldum. Büyümek istedik, sonra bin pişman olduk Şimdi bir çocuk olsak nasıl olurdu acaba Şu anki aklımızla bir ihtiyar olsak mesela... Her şeyin bir zamanı vardı, görmüş olsam da Ben, sende hep çocuk oldum. Ben sana küstüm sonra, İşte sırf çocukluğumdan Ve ben, kendim olduğum için kahrolsam da Sana sevgiyle doldum. Ben hatalarında kayboldum. Selin'S

Külleri Yeniden Yakan Diyaloglar

 'Düşündüm de... ulan beni bu standarda olan bağımlılık köreltmiş...' Reddettiğimiz ne varsa girdap gibi çekti bizi, ya içinde kaybolduk ya da bir odaya hapsolduk. Ne vardıysa kınadığımız, bir anda başrolü olarak bulduk kendimizi Ne vardıysa şu nefeslerde, öyle bir an geldi ki, almaktan bile yorulduk. Düşündüm de, beni galiba yaşamaya çalışmak köreltmiş Ve kör etmiş gözlerimi Ve kör etmiş hislerimi Hayatıma saplanan uçsuz bucaksız bıçaklar... Sonra durduk. Düşünmek için ve ne gariptir düşündüğümüz yerlerden vurulduk Düştüğümüz yerlerin izi, durdukça vücudumuzun ruhsal yerlerinde İzleri kaşımamak gerektiğini bile bile yolduk yaralarımızı Ve belki yorduk tüm kararlarımızı Büyük bir ihanet içinde, kendimize Koca bir düzensizlik girdabında yok olduk belki de. Ama, Bu, Günün umudu olsun Yeteriz o girdabın dibinde bile Yeteriz biz bize. Selin'S & Ozi Akgöl

Varlık ve Hiçlik

 Bir türlü olmayanlar var, Olmayanı zorlamaya çalışanlar Sonra oluru ve onuru unutanlar Bir de bir türküde yananlar... Kalbim kırılıyor ve  kalp kırıklığı artık demode anılıyor. Ve şimdi pek revaçta yalanlar. Gerçekliğe ve oluruna hasret, Yanlış imzalanmış bir hayatta  Yalanlar içinde Benim gibi kalanlar var. Dünya artık kalbi unuttu Neşeyi hatırlamıyor. Dünyayı neşelendirmeye çalışan Sokak çalgıcıları var. Kötülük artık ölmeyi unuttu İyilik tohumları artık yeşermiyor. İyilik tohumlarını yetiştirmek için uğraşan Bir kaç ihtiyar, Bir de iyiyi masallarda duyan çocuklar var. Artık gülümseyemiyorum Dudağımın kenarında canımı acıtıyor Yaralar... Selin'S 

VEDA

 Şimdi tutup da en baştan anlatırsam dağılırım, bilirsin beni... Ve üstüme üstüme gelir tüm konuşulan geçmiş. Baharlardan öte yol yoktur bende ve bilirim ki baharlar da veda etti yeryüzüne. Şu halimize bak, özür dilerim senden, özür dilerim baharlardan. Baharlara veda... Ve kedilerin başkentiymiş İstanbul. Eklemek istedim bunu da araya. Hiç görmedim ben o kadar çok kediyi ve o kadar çok sevgiyi bir arada. Yarım yarımdı her şey ve yarınlara ertelenen bir sürü şey gibi, biz de yarım kaldık. Özür dilerim senden, kendimden ve özür dilerim yarınlardan. Yarınlara da elveda. Keşke sorgulanmamış olsaydı şu sessizlik, iki kişi arasında... Neden iyi olmadığımı soran insanlara 'Ben gülüşlere veda ettim, ona da... Ve yarınlara da.', demek isterdim. Gülüşü olmayan bir insan yaprakları olmayan bir çiçek gibidir oysa bunu da bilmez şehrin ışıklarından yıldızları göremeyen insanlar.  Çukurlara sürüklenen iç halimize içerlenirken, kibrin iki yüzlülüğü eşliğinde oluşan beklentileri görmezdik......