Cennette uzun süre kalışın sonundaki can sıkıntısı, herhangi bir alana doğru, hava alanına doğru, atmosfere doğru yaptığım bir yolculukla son bulsun diye geçiriyordum içimden... Cennete sadece dışarıdan bakıyordum, empati yaparcasına... Sempati duyamadan yaşama... Nefesler alırken üşeniyordum, harfleri renkler gibi görüp, renklerden bir gökyüzü örüp, sonra o gökyüzünü hırsızlara kaptırıyordum. Gökyüzü çalındı çoktan hatta belki iki yüzlüydü, bir yüzü mutluluk,bir yüzü yalan. Gökyüzü de çalındı,hava denen şey kaldı sadece yıldızlarla bezeli... Hayallerimdi oysa kaybolan... Ben hayatın gerekliliklerini yerine getirmeye çalışıyordum başarısız olarak, günbegün solarak... Üstelik bir çiçek bile değildim saksılarda sulanan hiçbir zaman o kadar ilgiyi görmemiştim, görmeyecektim. Sevilmemiştim, sevilmeyecektim üstelik. Hayaller kuruyordum ve diyordum ki bir bardak daha kahve içeyim, bir tane daha sigara sarayım ve son bir kez One More Cup Of Coffee dinleyeyim soprano sayılabilecek bi...